Her insanın içinde saklı bir şiir vardır. Kimi bu şiiri kelimelere döker, kimi yaşamına işler. Bozyazı’nın içten, yürekli insanlarından Oğuzhan Martin, o şiiri sadece yazan değil, yaşayanlardan biri. Onun kaleminden dökülen dizelerde Bozyazı’nın rüzgârı, Toros’un esintisi, Akdeniz’in tuzu hissedilir. Ama en çok da insanın azmi, mücadelesi ve hayata inancı vardır.
Oğuzhan, yaşamın önüne koyduğu engelleri aşarken, bunu sessiz bir direnişle değil; şiirle, sözcüklerle, yürekle yapıyor. “Engelleri Aşıyorum” derken yalnızca fiziksel sınırları değil, toplumun ön yargılarını da aşıyor aslında. Çünkü onun şiirinde umut vardır, sevda vardır, yaşama sevinci vardır.
Edebiyat Defteri’nde yayımladığı şiirlerinde hep bir içtenlik, bir samimiyet hissedilir. “Yüreğim’in İncisi Bozyazı” adlı dizelerinde memleketine olan sevgisini öyle bir anlatır ki, okuyanın da yüreğine işler o bağlılık.
Bir başka eserinde, “Şiire Meydan Okudum” derken, aslında hayata meydan okuyan bir ruhun sesi duyulur. Bu başlık bile onun cesaretini, kaleminin gücünü anlatmaya yeter.
Bugün sosyal medyada yüzlerce kişi onun paylaştığı şiirlerle gülüyor, düşünüyor, ilham alıyor. Bozyazı’nın adını duyurmak için yaptığı çalışmalar, paylaştığı videolar, yazdığı dizeler; küçük bir ilçeden çıkan bir gencin büyük bir gönle sahip olduğunu gösteriyor.
Oğuzhan Martin bize bir kez daha hatırlatıyor:
“Engel, bedenin değil; ruhun zinciridir.”
İnanmak, üretmek, sevmek… İşte gerçek özgürlük budur.
Bozyazı’nın incisi bu genç şair, kelimeleriyle değil sadece; duruşuyla da bize örnek oluyor. Onun şiirleriyle büyüyen her satır, aslında bir yaşam dersi.
Ve ben inanıyorum ki, Oğuzhan Martin’in kalemi daha çok yüreğe dokunacak, Bozyazı’nın adını edebiyatın sayfalarına altın harflerle yazdıracaktır.
Bu haber 39 defa okunmuştur.