Kasım ayının son haftasındayız. Hava hala belirgin derecede sıcak, beklenen yağışlar hala kapıdan gürünmüş değil. Fakat ülke gündemi toz duman içinde ve gelişmeleri takip etmek ve anlamak çok zor. Zira herkes, her şey öylesine birbirine karışmış, iç içe geçmiş ki; dün gördüklerine kara diyenler bugün çıkıp beyaz diyebiliyorlar. Dün gösterilen şeye ak diyenler, bugün kara deyip çıkıyorlar. Dün kanlı bıçaklı olanlar, kuzu sarması olmuş, dostlar ise bir fırsatını kollamaya başlamış, birbirine posta koyuyor.
Gezi olayları münasebetiyle yazdığımız bir yazıda, “artık bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” demiş, bu kargaşanın hırgürün yerel seçimlere, hatta milletvekili seçimlerine kadar devam edeceğini ifade etmiştik. Aradan bunca zaman geçti, “gezi olayları” hala tartışılmaya ve yorumlanmaya devam ediliyor. Yine aynı yazıda bu kargaşanın “yerel seçimlere, cumhurbaşkanlığı seçimi ve hatta 2015 milletvekili seçimlerine kadar devam edeceğini” yazmıştık.
Kasım ayında gündemi yine Başbakan Sayın Erdoğan’ın yaptığı çıkışlar ve açıklamalar belirledi. Hiç kuşkusuz “kızlı-erkekli öğrenci evleri” tartışması, ardından yeniden kızışan “dershaneler kapansın–kapanmasın” kavgası ve Başbakan Sayın Erdoğan’ın Diyarbakır’da yaptığı konuşma ve açıklamalar dikkat çekici konulardı. Elbette Sayın Mustafa Sarıgül’ün tekrar CHP’li olması ve muhtemel adaylığı çok konuşulan konular arasındaydı.
Bize göre CHP Sayın Sarıgül’ü bünyesine katarak yeni bir maceraya yelken açmış oldu. Sayın Başbakanın kızlı-erkekli evler tartışması çok gereksiz ve eşyanın tabiatına uymayan bir açıklamaydı. Eğitim sisteminin kapanması zor olan yaralarından biri olan dershaneler konusunda da yanlış bir yöntem izleniyor. Hâlbuki dershaneleri ortaya çıkaran nedenler ortadan kaldırıldığı takdirde kendiliklerinden kapanacak ve kimsenin ruhu bile duymayacak. Ama çalı tepesinden sürüklenmeye çalışılıyor.
Yerel seçimlere dört ay gibi bir süre kaldı. Çoğu yerlerde adaylar hala ortaya çıkmış değil. Bu konuda MHP bir hayli mesafe almış beş yüze yakın adayını, CHP ise 295 adayını açıklamış bulunuyor. Fakat AKP cephesinde adaylığı açıklanan kimse yok. Sanırım partiler adaylarını açıklarken birbirlerini kolluyor, ona göre hesap kitap yapıyorlar.
Bundan önceki yazımızın başlığı “Anamur’un başkan adaylarını MHP belirler” şeklinde idi. Aradan yirmi gün kadar bir süre geçti. Ne MHP’nin adayı açıklandı, ne CHP ve AKP’nin adayları belli oldu. Uzun süren bir yolculuk sonrasında olup bitenleri öğrenmek amacıyla üç-dört gündür cadde ve sokaklarda dolaşıyor, halk arasında konuşmalara kulak veriyor, durum tespiti yapmaya çalışıyoruz. MHP’nin adayının yine Mehmet Türe olacağı konuşuluyor. Fakat MHP’nin adayının açıklanmasında meydana gelen gecikme nedeniyle Başkan Türe’nin aday yapılmayacağı ve bir bürokratın aday gösterileceğine ilişkin görüşler de var. AKP’nin aday adaylarından Atilla Olçum’un adı çok geçiyor. CHP’de Ayhan Güzel, Suphi Alp ve Nevin Özel’in aday olabilecekleri konuşuluyor. Kimin aday olacağına partilerin genel merkezleri verecek. Çıkacak kararı bekleyip göreceğiz.
Anamur’da hiçbir parti tek başına seçimi kazanacak güce sahip değil. Vatandaş seçim yaklaştığı günlerde, bakıyor kimin sesi fazla çıkıyor, kim güçlü ise ondan yana tavır alıyor. Kimse yenilen tarafta olmak istemiyor. Bu bakımdan adaylar ve aday adaylarının yakın çevresi, çalışma arkadaşları ön plana çıkıyor, halk ona göre karar veriyor.
Bu haber 2087 defa okunmuştur.