GENEL SEÇİMLERE DOĞRU, “ADAM” ADAYLIĞI…
Bu memlekette;
Öğretmen olabilmeniz için, eğitim alanında lisans eğitimi almanız, insanı, çocuk ruhunu anlamanız ve onları eğitmeyi sevmeniz beklenir..
Mühendis olabilmeniz için, en az 4 yıllık bir mühendislik fakültesinden mezun olmanız, pratik zekaya sahip olmanız ve rakamlarla aranızın iyi olması beklenir..
Polis olabilmeniz için, vatanınızı, milletinizi, toplumunuzu sevmeniz, millete hizmet aşkınızın olması ve bir polis okulu bitirmeniz beklenir..
Memur olabilmeniz için, sabıkanızın olmaması ve yüz kızartıcı bir suçtan yargılanmamış olmanız ayrıca KPSS denilen ve dünyada bir eşi benzeri olmayan “bir milletvekili bulma” etabını başarıyla geçmeniz beklenir..
Bu memlekette;
Doktor olabilmeniz için, öncelikle “insan” denilen canlı türünü sevmeniz, antropolojiyle barışık olmanız, rakamlarla, mantıkla aranızın iyi olması ve en az bir tıp fakültesini başarıyla bitirmiş olmanız beklenir..
Ne olmak isterseniz isteyin, bir bedel istenir..
Bunlara sadece bu memlekette değil, dünyanın her yerinde böyledir ve bunlar beklenir..
Fakat bu memlekette, milletvekili olabilmeniz için, bir okulda okumanıza, uzun bir tahsil görmenize, diplomanıza, bunca sene dirsek çürütmenize gerek yoktur..
Ne hazin değil mi?
Vekil olabilmeniz için tabiî ki belli bir siyasi birikiminiz olmalı..
Entelektüel birikiminiz olmalı..
Ayrıca dürüst bir kişiliğe sahip olmanız da beklenir..
Böyle değilseniz bile;
En azından yapmacık da olsa, toplumda bu algıyı başarıyla göstermeniz beklenir..
Yukarıda sıraladığımız niteliklerin yanından bile geçemeyenler de tabi ki vekil olabilirler..
Şunun şurasında beş ay gibi bir zaman kaldı. Milletvekilliğine soyunanların en azından şu küçük hikayeyi hatırlamaları ve ona göre yola çıkmaları beklenir.
Adamın bir oğlu varmış. Çocuğun hal ve hareketleri karşısında adam ikide bir “sen adam olmazsın” der dururmuş. Oğlan da bundan iyice içerlemiş. Kafaya koymuş, çalışacak çabalayacak, “kaymakam olacak, vali olacaktır.”
Aradan zaman geçer çocuk büyük bir hınçla, belki biraz da kinle çalışır gecesini gündüzüne katar önce kaymakam olur, arkasından babasının bulunduğu şehre vali olur.
Koruma görevlilerini gönderip köydeki babasını apar topar getirtir. İlk başlarda yaşlı adam ne olduğunu anlamaz. Ama görevliler tarafından valinin karşısına çıkarılınca, durum anlaşılır.
Vali bey, biraz küstah, bir küçümsemeyle karışık, “bak bana sen adam olmazsın derdin, ben bu şehrin valisi oldum” der. Yaşlı adam, “ ay oğlum ben sana kaymakam olamazsın, vali olamazsın demedim ki, sen adam olmazsın derdim. Vali olmuşsun, adam olamamışsın” der çıkar gider.
Kısa keselim. Evet milletvekili olacakların. Bu işe soyunmadan önce “adam adaylığı” sürecini başarıyla geçmiş olmaları beklenir..
Milletin sizden tek istediği, “adam” olmanız..
Başarılar diliyorum!
Hüseyin ŞİNASİ
Bu haber 1624 defa okunmuştur.