Tehlike büyük, önlem alınmalı…
Anamur coğrafi olarak Türkiye’nin en güneyinde şirin bir ilçedir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı bir iklim kuşağındadır. Bozyazı’nın Tekmen Beldesi yakınlarındaki Kızılliman Koyundan başlayıp Antlı (Kaledran) Koyuna kadar uzanan bölgede süptropikal iklim bitkileri için gerekeli olan iyonlar denizden karaya doğru etkili olmakta ve muz için uygun bir ortam oluşturmaktadır. Bundan ötesi muz üretimi için şartların zorlamasıdır.
Anamur ekonomisi genel olarak tarım ve hayvancılığa dayanır. Muz, çilek, turfanda meyve ve sebze üretimi yaygındır. Dağlık, kıraç arazilerde tahıl üretimi gerçekleştirilir. Verimli Anamur Ovasını doğuda Dragon Çayı (Kocaçay da denmektedir), batıda Sultan Çayı sulamaktadır. Sultan Çayı yazın kurumakta, su derinlere doğru çekilmekte, kışın tekrar yüzeye çıkmaktadır.
Muz, çilek ve sebze üreticileri sulama ihtiyaçlarını sulama kanallarından veya yeraltı sularından karşılamaya çalışmaktadır. DSİ tarafından yapılan ve Anamur Sulama Birliği tarafından işletilen sulama kanalları ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Bu nedenle çoğu üretici yeraltı sularını kullanmakta, yeraltından hesapsız, kitapsız su çekimi ile doğanın dengesi bozulmaktadır.
Kıbrıs’a su götürme projesi kapsamında Dragon çayı üzerinde, Ormancık Köyü yakınlarında, Selçuklu ve Karamanlı izleri taşıyan, tarihi Alaköprü’nün biraz yukarısında Alaköprü Barajının yapımı tamamlanmıştır. Alaköprü Barajından bir taraftan Kıbrıs’a su temini sağlanırken, diğer taratan kapalı devre sulama sistemleri ile Anamur ve Bozyazı’da daha geniş arazinin sulanması amaçlanmaktadır. Kıbrıs’a, dünyada ilk defa denenmiş bir sistem ile borularla su ulaştırılmış, Anamur ve Bozyazı’ya hizmet edecek kapalı devre sulama sistemini çalışmaları devam etmektedir.
Alaköprü Barajı projesi kapsamında Sarıağaç, Çaltıbükü, Akine ve Ormancık köylerinin arazileri kamulaştırılmış, köylüler için yeni yerleşim yerlerinde konutlar yapılmış, çevre düzenlemeleri gerçekleştirilmiş, kanalizasyon ve paket arıtma sistemi kurulmuş, hak sahipleri konutlarına yerleşmiştir.
2014 yılından itibaren köylülerin evlerine yerleşmeye başlamasıyla birlikte kanalizasyon atıklarının, arıtılmadan baraj havzasına ve Dragon Çayına bırakıldığına ilişkin dedikodular yayınlaşmış, resmi makamlara şikâyet dilekçeleri gitmiş. Malaklar Köyünde cezaevi atıklarının bir dereye akmaya devam etiği, kokudan ve sivrisinekten halkın rahatsız olduğu konuşuluyor. Ancak halk arasındaki bu şikâyetlerin sonuçsuz kaldığı, hiçbir kurumun ilgilenmediği yerel basında ve sosyal medyada dile getiriliyor.
Geçen yıl Anamur Sulama Birliği Başkanı Hasan Ali Bal ile yaptığımız bir görüşmede, kanalizasyon atıklarının Dragon Çayına arıtılmadan bırakıldığını söylemiş, bu durum karşısında dehşete düşmüş, inanamamıştık. Daha sonra başka kaynaklardan da konuyu sorduk, soruşturduk. Maalesef, atıkların Alaköprü’nün hemen üstünden çaya bırakıldığını öğrendik. Şimdilerde Alaköprü civarı, kokudan ve pislikten geçilmiyor. Köprünün hemen alt taraflarında birçok kişi, serinlemek için suya giriyor, ailesiyle birikte oturup yemek yiyor, piknik yapıyor. Kanalizasyon atıklarının karıştığı Dragon çayının suları, denize ve sulama kanalları ile kent merkezine, seralara kadar ulaşıyor.
Anamur Sulama Birliği ve Ziraat Mühendisleri Odası Başkanları basın açıklamalarıyla halkı uyarıyor. İlgili kurumlara onlarca dilekçe yazarak sorunun çözümünü talep ettiklerini belirten Sulama Birliği Başkanı Hasan Ali Bal,’ “Kalkınma Bakanı Sayın Lütfi Elvan beyin Anamur ziyaretinde konuyu kendilerine aktardım. Mersin Büyükşehir Belediyesi ve MESKİ yetkililerine sözlü ve yazılı olarak talebimizi ileterek, durumun aciliyetini bildirdik. Maalesef hiçbir kurumdan olumlu sonuç alamadık. Kanalizasyon atıkları Dragon çayına akmaya devam ediyor, hem bölgede yaşayanlar hem de çiftçilik yapan vatandaşların sağlığı tehlike altında. Yetkililerden bir an önce sorunu çözüm bulmalarını bekliyoruz.” diyor.
Ziraat Mühendisleri Odası Anamur Temsilcisi Mustafa Güngör de durumun ciddiyetinin farkına varıldığında geç kalınmış olacağını söyledi.
Güngör; Alaköprü çevresinde biyolojik atık su arıtma tesisinin acilen yapılması gerektiğine dikkat çekerek, “Bölge karantina altına alındıktan sonra mı soruna çözüm bulunacak?” diye sordu. Güngör, seralarını kanalizasyon atık sularıyla sulamak istemediklerini ifade ederek,“Devlet Su İşleri’nin 'çelik depolama yapıyoruz' söylemleri doğru değil. Elimizde çektiğimiz fotoğraflar var. Kanalizasyon atıkları borularla Dragon çayına tahliye ediliyor. Seralarımızı yağmurlama sistemi ile suladığımız için enfeksiyon kapıyoruz. Çevre halkının da özellikle yaz mevsiminde kokudan oldukça rahatsız olduğuna vurgu yapan Güngör, “Anamur’un sorunlarına köklü çözüm aramak yerine, açıklama üstüne açıklama yaparak 'yok böyle bir şey' demek gerçek dışıdır” diyor.
Vakit geçmiş değil, proje henüz daha tamamlanmağı için DSİ’nin, kalıcı konutların yapımını üstelenen Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, Mersin Valiliğinin, Anamur Kaymakamlığının, Mersin Büyükşehir Belediyesinin sorumluluk duygusuyla hareket etmeleri lazım. “Bize bağlı değil, bizi ilgilendirmez” demenin haklı bir nedeni yoktur.
Bu haber 1361 defa okunmuştur.