Korona salgını (covid19) ülke ve dünya gündemindeki yerini koruyor. ABD, İngiltere, Fransa, İspanya, İtalya, Almanya, Belçika, Hollanda, İsviçre ve Rusya gibi gelişmiş ve refah seviyesi yüksek bazı Avrupa ülkeleri, İran, Çin ve Brezilya’da korona salgınından can kayıpları devam ediyor. Önceleri korona salgınının daha ziyade kuzey yarım küre ülkelerinde etkili olduğu düşünülürken, bazı güney yarımküre ülkelerinin de bu kervana dâhil oldukları görülüyor.
Dünyanın pek çok ülkesini etkileyen korona salgınından ülkemiz de önemli ölçüde etkilendi. Alınan kısıtlama ve tedbirlerle hayat adeta durma noktasına geldi. Okullar tatil edildi, toplantılar iptal edildi, spor karşılaşmaları ertelendi, camiler ibadete kapandı, pek çok iş alanına kısıtlamalar getirildi. 20 yaş altı ve 65 yaş üzerindekilere sokağa çıkma yasağı kondu. Şehirlere giriş ve çıkışlar yasaklandı. Bazı kentlere karantina uygulandı. Çoğu kişinin sokağa çıkması polisiye ve cezai tedbirlerle önlenmeye çalışıldı. Sokağa çıkarken ve alışverişlerde maske ve koruyucu kullanma zorunluluğu getirdi.
Ülkemiz genelinde Mart ve Nisan aylarında alınan tedbirler ve halkın duyarlılığı sayesinde korona salgınının kontrol altına alınması konusunda olumlu gelişmeler gözleniyor. Yaygın olarak uygulanan test sayısına göre, tespit edilen hasta sayısı düşüyor. Hastanelere başvuran hasta sayısında ve can kayıplarında gözle görülür bir azalma yaşanırken, iyileşip taburcu olan hasta sayısı artıyor.
Dünya Sağlık örgütü ve ülkemiz Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre dünya genelinde salgın hastalıktan ölüm oranı %6-7’lerde iken ülkemizde bu oran %2,6’dır. Ülkemizin korona salgını ile mücadelesi ve elde edilen başarı birçok ülkeye örnek gösterilmektedir. Elbette elde edilen bu başarıda hükümetin izlediği kararlı tutum, sağlık çalışanlarının gayret ve çabalarının, halkın duyarlılığının payı büyüktür.
İnsanlığın başına bela olan bu salgın hastalık er veya geç bitecektir. Asıl düşünülmesi gereken şey salgından sonra, insanları bekleyen şey nedir? Sosyal kültürel ve ekonomik hayatımızda ne gibi değişiklikler olacak? Bilemiyor ve merakla bekliyoruz. Ama şurası bir gerçek ki, her salgın hastalık, doğal afet ve büyük savaşlar beraberinde bazı değişiklikleri getirmiş, insanları yeni bir yaşam şekline zorlamıştır. Umarız ve ümit ederiz ki bu salgın sonrası insanlık barış, huzur, sağlık ve senlik içinde yaşayacağı bir dünyaya ve sisteme kavuşur.
İlk insandan günümüze kadar gelişmiş geçmiş insanların, toplumların, dinlerin, peygamberlerin de dileği bu değil mi?
Sağlık, esenlik, iyilik, güzellik ve adaletin hâkim olduğu, kötülüklerin, çirkinliklerin ve hayâsızlığın uzak olduğu bir dünyaya…
Bu haber 1739 defa okunmuştur.