Ulaşım, ulaşım yolları ve araçları insanlık tarihi kadar eski ve çözümlenmesi gereken zor konulardan biridir. Ulaşım yolları ve araçları, karayolları, demiryolları, deniz yolları ve havayolu olmak üzere bölümlere ayrılıyor. Karayolları ve denizyollarının kullanımı çok eskilere dayanır. Demiryolları ve havayollarının kullanımı 100-150 yıllık bir geçmişe sahiptir. Ülkelerin ve insanların hangi ulaşım araçlarını kullanacağını çoğu zaman coğrafi şartlar, ekonomik sosyal ve kültürel gelişmişlik düzeyi belirliyor.
İlkçağlardan günümüze üzerinde yaşadığımız topraklarda kara ve deniz ulaşımı etkin olarak kullanılmış, yolların geçtiği güzergâhlarda önemli yerleşim merkezleri, kentler ve medeniyetler kurulmuştur. Bu nedenle ülkemizde hangi taşı kaldırsanız, hangi tepeyi kazsanız, hangi vadiye inseniz bir tarih ve kültürle karşılaşırsınız. Ülkemizin her tarafında bir zamanlar kullanılmış, ama şimdilerde unutulmuş veya tabiatın acımasızlığına terkedilmiş yollara ve kervan izlerine rastlamak mümkün. Öyle ya, nerede o kral yolu, nerede o meşhur ipek yolu, nerede kervansaraylar, hanlar, hamamlar?
Günümüzde olduğu gibi eski çağlarda da ulaşım yolları ve araçları, bir anlamda devletin egemenliğinin ve devamlılığının göstergesi durumundadır. Eğer devletin gücü bir yere ulaşamamışsa oralarda egemenliğinin etkisi yok denecek kadar azdır. Bu nedenle devletler ulaşım yollarına hep önem vermiş, düzenli hale getirmiş, geliştirmişlerdir. Yine bilinen bir gerçek daha var. Nerde olursa olsun devlete baş kaldıranlar, isyan edenler devlet otoritesinin ulaşamadığı veya çok yetersiz kaldığı arazi şartlarında yaşamaya ve hüküm sürmeye çalışırlar.
Ulaşım ve ulaşım araçları konusu insanlık tarihi kadar eski ve zor bir sorundur dedik. Yakın çevremize yani Anamur ve Bozyazı’ya dönüyorum. Anamur ve Bozyazı’da günümüzde karayolları kullanılıyor. Nedense bir kıyı kenti olmalarına rağmen deniz ulaşımı ve ticareti yok denecek kadar azdır. Hâlbuki elli altmış yıl önceleri D-400 yolu yapılmadan önce Anamur ve Bozyazılılar düzenli çalışan gemilerle Antalya, Alanya, Silifke ve Mersin’e gidip gelebiliyorlardı. Anamur ve Bozyazılı tüccarlar Mısır, Suriye ve Lübnan’a ticari amaçlarla seyahat edebiliyorlardı. Şimdilerde Anamur ve Bozyazı için en önemli geçim aracı olan Muz böyle bir gidip gelme sonucunda bu yöreye ulaşmış.
Tarihi belgelere göre Anamur yakınlarındaki Ören Antik kenti eski çağlarda önemli bir ticaret kolonisi, 500-600 bin nüfuslu büyük bir şehirdir. Yine Mamure Kalesi o çağlarda deniz korsanlarının güvenli limanlarından biridir. Bozyazı da bu konuda Anamur’dan pek fazla geri kalmaz. Bozyazı’nın merkezinde yer alan ve Paşa Beleni dediğimiz tepeciğin eteklerine kurulan Nagidus da dikkate değer yerleşim yerlerinden biridir. Nagidus kenti kuruluş yeri bakımından bir bakıma hem deniz kıyısında, hem nehir çevresinde bulunan gözde bir medeniyet merkezlerinden biridir. Geçen yıl Anamur ile Bozyazı’yı birbirinden ayıran Azı Tepesine bir yürüyüş koluyla çıkmıştım. Azı Tepesinden Bozyazı çok harika görünüyordu. Bir de o muz seraları ve naylon işgali olmasa. Ama yapacak bir şey yok.
Anamur ile Kıbrıs arası 75 km’dir. Anamur’dan Kıbrıs o kadar yakındır ki, bulutsuz dingin havalarda dağlarını bile çıplak gözle görmek mümkün olabiliyor. Anamur’dan Kıbrıs’a su götürme projesi aslında Anamur’un Kıbrıs açısından önemini bir kat daha arttırdı. Kıbrıslı yerel yöneticilerle Anamur ve Bozyazılı yerel yöneticiler bir araya gelerek ilişkileri geliştirebilirler. Ancak bu noktada Anamur ve Bozyazı’da öncelikle yapılması gerekenler var. Uzun zamandır kapalı olan Anamur ve Bozyazı gümrük kapıları bir an evvel açılmalı veya Kıbrıs Türk kesimine insanlarımız herhangi bir gümrük işlemine tabi tutulmadan gidip gelebilmeli. Bu konular öyle çok zor bir problem olmasa gerek.
Kıbrıs’a ulaşımda Mersin Limanı ve Taşucu uzun yıllardan beri kullanılıyor. Çeşitli kentlerden uçak seferleri var. Ancak Kıbrıs’a en yakın nokta olan Anamur’dan kaç defa feribot seferleri denenmesine rağmen bir sonuca ulaşamadı. Seferler bir süre sonra talep yetersiz denilerek iptal edilmiş. Buna rağmen Kıbrıs’ın Türkiye’ye, Türkiye’nin Kıbrıs’a ulaşmasında en yakın, en güvenli yol olarak Anamur ve Bozyazı’yı görüyoruz. Ama öncelikle Anamur ve Bozyazı’nın kanayan yarası yol sorununun çözülmesi gerekiyor. Olur, mu, o günleri görecek miyiz? Olacak, olacak? Neden olmasın?
Bu haber 2558 defa okunmuştur.
