| |||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||
Sponsor AlanıAna MenüSponsor AlanıSponsor AlanıEN ÇOK OKUNANLARHAVA DURUMUSaatSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
|
MUTLAKA OKUMALI08 Temmuz 2012, 15:02 MUTLAKA OKUMALI Aylardır okumam için ısrar edilen bir yazı var, ben hep es geçtim. Sonra ısrarlara dayanamayıp okudum ve mutlaka sizlerin de okuması gerekli diye düşündüm. Evet, herkesin, okuyup ders alması gerek bir makale kanımca. Boşanmayı düşünen bir adamın satırları: Akşam eve geldiğimde eşim sofrayı hazırlıyordu. Elini tuttum ve "sana söylemek istediğim bir şey var" dedim. Masaya oturdu. "Ben boşanmak istiyorum" dedim. Sözlerime karşılık vermedi. Sadece sebebini sordu. Cevap veremedim. Bütün gece ağladı. Farkındaydım; merak ediyordu, ama onu tatmin edecek bir şey diyemiyordum, başkasına aşık olmuştum eşimi artık sevmiyordum. Bu vicdan azabıyla bir evlilik sözleşmesi hazırladım. Evi arabayı ona verecektim. Sözleşmeyi yırtıp attı. 10 yıldır hayatımı paylaştığım kadın bana yabancı olmuştu. Onun evliliğimize harcadığı zamana üzülüyordum. Ama geri dönemezdim çok aşıktım. Bir süredir boşanma fikri bende saplantı halinde aklımda dolaşıyordu. Şimdi bu duyguyu daha güçlü hissediyordum. BOŞANMAK İÇİN BİR SÜRE İSTEDİ Bir sonraki akşam eve geç gelmiştim. Akşam yemeğini yemeden yattım. Ertesi sabah bana şartlarını yazılı verdi. Benden sadece boşanmamızı etrafa duyurmamak için bir ay müsaade istedi. Bu sürede normal bir aile gibi davranacaktık. Sebebi ise 1 ay sonra oğlumuzun sınava girecek olmasıydı. Ve benden onu evlilik ilk gecesinde nasıl kapıdan içeriye taşıdımsa, 1 ay boyunca yatak odasına taşımamı istedi. Kafayı yediğini düşündüm, ama son günlerimizin iyi geçmesi açısından kabul ettim. Eşime boşanma konusunu açtığımdan bu yana fiziksel temasta bulunmamıştık. Bu yüzden onu ilk gün kucağıma alıp odaya götürdüğümde tuhaf bir duygu yaşadım. Oğlumuz bizi alkışladı. Bu onu çok sevindirmişti. Ama benim canımı acıtmıştı. Evin kapısından yatak odasına kadar 2. gün bu oyunu oynamak daha kolay geldi. Eşim başını göğsüme yasladı. Birden eşime uzun süredir bakmadığımı hatırladım. 3.Onun evlendiğimiz günkü gibi genç olmadığını hatırladım. 4. gün yüzünün süzüldüğünü fark ettim. 5.gün Onu kucağıma aldığımda bir güven duygusu yaşadım.O bana hayatının 10 yılını feda eden hanımdı. 6.gün bu güven duygusu daha da güçlendi. 7.gün taşımak daha da kolay oldu. Bir sabah onu ne giyeceğine karar veremez halde buldum. Kıyafetlerinin çok bol geldiğini çok zayıflamış olduğunu fark ettim. Demekki onu her geçen sabah daha kolay taşımamın sebebi buydu. Bu gerçek yüzüme yumruk gibi çarptı. Farkında olmadan başını okşadım. Eşim oğlumuzu yanımıza çağırdı, ona sıkı sıkı sarıldı, başımı çevirdim kararımdan vaz geçmek istemiyordum. Söz vermiştim. Onu kucağıma alıp taşıdığımda elini enseme koydu, bende ona sarıldım tıpkı ilk günlerdeki gibi. Son gün onu kucağımda taşıdığımda hayatımızdaki bazı duyguların değiştiğini anladım. Sonra sevgilime gidip karımdan boşanmayacağımı söyledim. Çocuğumun da annesiydi. EŞİMİ YATAKTA ÖLÜ BULDUM Evliğimizin, renksiz kalması sevgi eksikliğinden değil birbirimizin değerini unuttuğumuzdandı. Evlendiğimizde onu kapıdan taşırken bir ömür boyu ona sadık kalacağıma sadakat yemini etmiştim. Hemen çiçekçiye gidip bir demet çiçek aldım. Üzerindeki karta seni ömrümün sonuna kadar seveceğim yazdım. Eve vardığımda yatak odasına girdim uyuyordu. Biraz sonra tekrar baktığımda hareketsiz yattığını fark ettim. Eşim aylardır kanserle savaşını ben sevgilimle eğlenirken tek başına veriyormuş. Çok az zamanı kaldığını bildiği için oğlumuzu korumaya almış onun gözünde benim iyi bir baba olarak kalmamı istemişti. İlişkilerinize, eşinize zaman ayırmak için geç kalmayın. Bu haber 2571 defa okunmuştur.
|
Sponsor AlanıSON HABERLERSponsor AlanıSon Dakika HaberSponsor Alanı |
|||||||||||||||||||
Her Hakkı Saklıdır - 2012 (Fatma ARIKAN) |