Sponsor Alanı

Ana Menü

Sponsor Alanı

EN ÇOK OKUNANLAR

Dost Siteler

HAVA DURUMU

Saat

Sponsor Alanı

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif	44
»Bugün	2045
»Toplam	15562688
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz \| 3.133.153.110
» Bu sitemizi ziyaretiniz

18 Punto 16 Punto 14 Punto 12 Punto Anasayfa » Gülsen BİRDAL

ERKEK KADIN ARASINDAKİ ROLLER ÇATIŞMASI

23 Nisan 2012, 16:10

Gülsen BİRDAL

İnsanlar yaşam sahnesinde birçok rolü birbirine karıştırmadan yaşamak zorundadır.

Bu rollerin en temeli olarak sayabileceğimiz rol insani ve cinsel rol olmalı diye düşünüyorum. Daha sonra anne, baba, unvan, kariyer, dost, arkadaş, komşu, vatandaş, vs. Son zamanlarda bu rollerin birbirine karıştığını, bir rolün diğerlerinin çok fazla öne çıktığını, rollerin değiştiğini gözlemliyorum.

Konu evlilik, çift olunca eşlerin önce kendi insani ve cinsel rollerini yaşamalı ve gereğini başarı ile sürdürmeleri gerekmektedir. Fakat durumun hiç de böyle olmadığını görüyorum.

Sık sık karşılaştığımız durum; eşlerden kadın rolünü oynaması gereken tarafın ilişkiyi sırtlaması, her şeyin sorumluluğunu üstlenmesi ev içindeki en basit onarım işlerinin dahi kendisine kaldığı, çocuklarla ilgili herşeyi kendisinin karşıladığı, sosyal ortamlarda aileyi ya da ilişkiyi tek başına temsil ettiği, erkeğin ise çoğu konularda evlilik sorumluluğunu yeterince almadığını her işi kadına bıraktığıdır. Bunun yanı sıra birçok organizasyonu yapmak durumunda kalmak, sosyal ortamlarda aradığı güçlü bir erkek profilini görememek de çok karşılaşılan bir durumdur.

Bayan arkadaşlarımdan sık duyduğum sözler;

-Karşımda adam gibi adam istiyorum,

-Yeri geldiğinde yumruğunu masaya vurabilmeli,

-Beni sahiplenmeli ve korumalı,

-Bana destek olmalı enerji vermeli,

-Yanımda olduğunu hissetmeliyim,

-Bana zaman zaman yanlışları göstermeli ve ilişkiyi yönetebilmeli,

-İlgi, şefkat ve sevgisini hissettirmeli,

-Bana kadın olduğumu hissettirebilmeli.

Gerçekte kadın; şefkat, ilgi, sevgi görmek, kendisini kadın gibi hissetmek, korunmak, sahiplenilmek ister. Kadın erkek arasında güçlü/ zayıf diye bir ayırım yoktur, iki tarafında birbirlerine göre güçlü ve zayıf tarafları vardır. Fakat doğanın kurgusunu da inkâr etmek doğru değildir. Peki, bu anlamda roller yer değiştirdiğinde neler olur? Kadın sinirli, saldırgan, mutsuz olur ve kendisini yalnız hisseder eşine de saygı duymamaya başlar.

Bazen böyle bir durumu kadın kendisi de yaratabilmekte ilişkide dengeyi bozabilmektedir. Sık karşılaştığımız durum, kadının mesleki rolünü ya da ailesindeki rolünü diğer rollerinin önüne alması ve ilişkide bu anlayışla davranmasıdır. Böyle bir durumda erkek de kendisini erkek gibi hissedememekte eşine yaklaşamamakta konulan duvarları aşamamakta ve pasif bir duruma geçebilmektedir.

Tavsiyem; Bireylerin öncelikle BİREY OLMASI ve birey gibi davranması, ilişkide ki rolünü benimsemesidir, Ne kadın erkek gibi olmalı ne de erkek kadın gibi olmalıdır. Kadın ilişkide ya da evlilikte yuvasına, ilişkisine sahip çıkmalı, evliliğine, ilişkisine ruhunu yansıtmalı ve sıcak bir ortam yaratabilmeli, erkek ise sevgilisini eşine sahiplenmeli, tam bir sorumluluk içerisinde görevlerini yerine getirmelidir. Diğer türlü ilişkide ortaya çıkan dengesizlikler huzursuzluk, mutsuzluk ve davranış bozukluklarına neden olmaktadır.

Kadın; mesleğim, unvanım, param, gücüm, özgüvenim var diye düşünüp kadın rolünü ihmal etmemeli, erkek de ailesinde anne-çocuk ilişkisindeki rolünü aşıp eşini anne yerine koyup kenara çekilmemelidir. Unutmayın doğa dengesizlik kabul etmez denge kuruluncaya kadar sular durulmaz.

Bu haber 2863 defa okunmuştur.