IŞİD, İslam, İmam Hatipler… Bitki ve Toprakla Hesaplaşma
İslam, Müslümanlık… Son derece itibarlı bir referans… Çok sağlam bir dayanak!
İslam’san, Müslüman’san akan sular duruyor… Bütün dünya saygı duyuyor…
Çünkü Müslüman’sın; dürüstsün, çalışkansın, senden kimseye, hatta hayvan ve bitkilere bile bir kötülük gelmez… Daima, “Allah rızası için” didinir, çabalar, iyilik edersin. Çevrecisin, kuşa, çiçeğe, böceğe, dağa, bayıra zarar vermez, onlara gözün gibi bakarsın.
İslam’ın bu yüksek değerlerini Birleşmiş Milletler (BM) de anlamış… BM Terörle Mücadele Merkezi, IŞİD’le ilgili olarak çarpıcı tespitlerde bulundu. Şöyle: “Bu kişiler Müslümanları koruduklarını savunuyorlar. Ancak hiçbir şey göründüğü gibi değil. Din konusunda tamamen bilgisizler. Dua etmeyi bile bilmiyorlar. Hiçbiri iyi eğitim alamamış, saygın bir meslekleri yok.” (Aydınlık, 10 Ağustos 2017)
BM’nin uyanıklığını kutlarız. Umarız, bütün dünya, IŞİD’in Müslüman olmadığını anlar. Müslümanlığın yüce değerlerinden IŞİD teröristlerini ayırt etmesini bilir.
İslam’ın sonsuz gücünü sadece IŞİD kullanmıyor… Misal, FETÖ gibi, gayet suret-i haktan görünenler de on yıllar, yüz yıllar boyu kullanabiliyorlar.
İslam, siyasette ve eğitimde de referans alınabiliyor.
İslam’ı siyasette kullananlar, “siyasal İslamcılar”! Kutsal dinî değerlerle kirli siyasetin uyuşmasına imkân olmadığından, eninde sonunda iş yozlaşıyor. Din zarar görüyor.
Eğitimdeki İslam’a gelince… Elbette din eğitimi verilecektir. Bunun için Üniversitelerin İlahiyat Fakülteleri var. O bölümlerde İslam en ince ayrıntısına kadar araştırılıp, öğretilmeli, vatandaşlar da aydınlatılmalıdır.
Fakat öte yandan, üniversite öncesi eğitimde İslam’ı “referans” alan bir orta-lise eğitimi vermeye kalktığın vakit, o da fiyasko oluyor.
Dün, Lisans Yerleştirme Sınavı sonuçları açıklandı. Üniversiteyi kazanma oranı, diğer liselerde yüzde elli seviyelerinde iken, İmam Hatip Lisesi mezunlarında bu oran yüzde 18. Din referansıyla okula aldığınız ve öyle eğitim verdiğiniz çocukların beşte dördünden fazlası üniversiteyi kazanamamış. Bu fiyasko değil de nedir?
Dini kullanmak, dine olumsuz anlamda dayanmak, baştan itibar kazandırır gibi oluyorsa da uzun vadede dine zarar veriyor. Gelin, dinden elimizi çekelim. Onu ait olduğu yerde, Allah’la kul arasındaki kutsal yerinde bırakalım. Böylesi din için de, millet için de, dünya için de en doğrusu, en faydalısı…
x x x
BİTKİ VE TOPRAKLA HESAPLAŞMA
Yeşillikler arasında bahçıvanın kambur sırtı. Hâlâ aynı noktada. Bir nebat, bir toprak parçası üstünde ne ısrar! Bütün ruhî ticaretini mert ve asil toprak parçasıyla yapan adam, kendini ona emniyetle veriyor ve nebatla toprakla giriştiği hesaplaşmada aldanmayacağını biliyor, bunun için sakin ve kendinden emin, çalışıyor, bunun için yirmi santimetrekare bir toprak parçası üstünde, güneşin alnında, saatlerce yorulmadan, mazbut bir heyecanla didinip duruyor. (Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu)
İsmail Hakkı CENGİZ
hacengiz@gmail.com
Bu haber 1527 defa okunmuştur.