DİJİTAL DEVLET, MİLLÎ DEVLETİ Ortadan Kaldıracak mı?
“Dijital Devlet” deyince aklımıza iki ayrı büyüklükte devlet gelmeli:
Birincisi, dünyadaki 195 devletten her biri… Örnek olarak, Türkiye Cumhuriyeti (TC) gelmeli… Cumhuriyetimiz elbette hem Anayasadaki ifadesiyle hem de “tekil” yapısıyla “millî” bir devlet.
TC, dünyadaki diğer devletler gibi, teknolojinin gelişmesi ve bir bakıma, dayatmasıyla, aynı zamanda, “dijital” bir devlet haline geldi. Düşünün ki resmen, “elektronik devlet”imiz, e-devlet var.
E-devlet, dijital devletin en başat göstergesi… Onun yanı sıra, iktisadî, siyasî, askerî, sağlık, eğitim …vs. bütün işlemlerimiz dijital hâle gelmiş vaziyette.
Devleti bu dijital hâle, bizzat devlet, kendisi getirdi. Bu hem kaçınılmazdı hem de olması gereken, doğru bir işlemdi.
Şimdi, soru şu: Dijital devlet, millî devleti nasıl etkiliyor, gelecekte nasıl etkileyecek?
Bu konuda, yaklaşık olarak 10 yıllık bir tecrübemiz var. Dijital devletin, millî devlete bir zararı yok gibi… Birbiriyle uyum halinde gibiler. Hatta vatandaşın işlemlerini süratle yapması, hizmetlere anında ulaşması dolayısıyla devlete olan bağ ve güvenini daha da kuvvetlendirebilecek bir etki yarattığını düşünüyorum.
“Dijital Devlet” deyince aklımıza gelecek ikincisi ve daha büyük olanı, “Dijital Dünya Devleti”!
“2010-2015 Arasında Yeni Bir DÜNYA Kuruldu” başlıklı yazımızda bunun ayrıntılarını anlatmıştım.
Bilgisayarlarımız, tabletlerimiz, bilhassa, cebimizdeki “akıllı telefon”larla, 24 saat, o “dijital dünya devleti”nin içindeyiz!
Sınır yok, engel yok!
İstediğimiz zaman ve anında Pekin’deyiz, Berlin’deyiz, Kaliforniya’dayız, Nairobi’deyiz, Sidney’deyiz!
Geçenlerde, Kaliforniya’daki bir Türk doktor, “Türkiye’deki aşı çalışmalarının iyi gittiği”ni annesine bildirmiş. Annesiyle görüşen eşim de bana söyledi. O esnada, İzmir’le Kaliforniya’nın, birbirine, kapı komşusu kadar yakın olduğunu hissettim.
Haberleşme, alışveriş, siyasî, iktisadî, kültürel ve hatta duygusal etkileşim çok hızlı, çok kolay…
Peki, fizikî sınırları ortadan kaldıran bu “dijital dünya”, “millî devlet”i nasıl etkiler?
Bu etkinin menfi olduğunu değerlendiriyorum. Dijital dünyanın Millî devleti zayıflattığı kanaatindeyim.
Dijital dünyada gezmeniz için lisan bilmeniz gerekmiyor. Google, her dili sizin için çeviriveriyor. Aynı zamanda, başka diller öğrenmeyi de kolaylaştırıyor. Öte yandan, İngilizceyi iyi bilenler, herhalde, Türkçeyi İYİ bilmediklerinden olacak, konuşmalarının içine çok fazla İngilizce kelime katıyorlar. Üstelik hiç de yaygın olmayan kelimeler. Bunu çok tehlikeli buluyorum.
Dijital dünya, en başta dilimi, Türkçemi, bütün örf ve âdetlemizi, yemek kültürümüzü yozlaştıracak diye ciddi olarak kaygılanıyorum.
Türkçe giderse Türk de gider, millet de gider, devlet de gider.
Ana dilimiz, TÜRKÇEMİZ üzerine titremeliyiz.
Türkçemizi koruyabilirsek bütün manevî değerlerimizi, dolayısıyla, millî varlığımızı ve devletimizi de koruyabiliriz.
Dijital dünya kaçınılmazdır. Buna direnmek hem anlamsız hem faydasız. Bundan korkmamıza da gerek yok. Ama dikkatli, tedbirli ve şuurlu olmalıyız!
Benim için devlet, millet, millî devlet, her şeyden önce ve en önce Türkçedir.
Türkçe Türkçe Türkçe!
İsmail Hakkı CENGİZ
Bu haber 737 defa okunmuştur.