ABD’nin Menbic sözü: PYD Fırat’ın doğusuna çekilecek!
Gelen haberlere göre, IŞİD’in elinde bulunan Menbic, ABD’nin desteklediği Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kurtarıldı.
SDG kim?
Karışık!
Her iki anlamda karışık… Hem onu oluşturan güçlerin kimliği bakımından ki Araplar ve Kürtlerden oluştuğunu söyleyenler var; hem de gelen harbelerin bulanıklığı bakımından, ki sadece Kürtler, daha doğrusu YPG/PYD olduğunu söyleyenler var.
Bildiğiniz gibi, bizim son “kırmızı çizgi”lerimizden biri, PYD’nin Fırat’ın batısına geçmesinin engellenmesiydi.
Haritada görüldüğü gibi Menbic Fırat’ın bir hayli batısında… Neyse ki “ABD söz vermiş”… Bu sözü Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu şöyle açıklıyor: “ABD’nin bu konuda sözü var. Bizzat Obama’nın sözü var. Membiç operasyonu bittikten sonra oradaki koalisyonun içinde bulunan az sayıda da olsa PYD’lilerin tekrar Fırat Nehri’nin doğusuna geçeceği yönünde ABD’nin sözü var. Şimdi ABD’nin bu sözünü tutması gerekiyor.”
ABD sözünü tutacak mı?
BloombergHT’de, 16 Ağustos 2016 sabahı ekrana gelen bir alt yazıda, “ABD, Türkiye’ye verdiği Menbic sözünü tutacak” ibareleri geçti.
Güzel!
Güzel de PYD’lilerin Fırat’ın batısına çekilip-çekilmediğini kim, nasıl takip edecek?
SDG unsurları arasında ne kadar PYD’li var, kim biliyor?
Sizce, ölümü göze alarak IŞİD’le savaşıp toprak kazanan PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG, herhangi bir zorlama olmadan geldiği mevzilerden çekilir mi?
Amerika, bize söz vermiş olmasına rağmen, “kara gücümüz” dediği YPG’yi Fırat’ın batısına çekilmeye zorlar mı?
Zorlamayı bırakın, “kara gücü”nün ilerlediği topraklardan geri çekilmesini ister mi?
Kim, kimi kandırıyor?
Galiba, biz kendi kendimizi kandırıyoruz!
x x x
İsmail Küçükkaya ‘Gençliğe Hitabe’yi bozarak okudu.
İsmail Küçükkaya, Fox TV’de sabahları bir haber program yapıyor. 16 Ağustos 2016sabahı, o “güzel” programında ne kadar Atatürkçü olduğunu gösterme ihtiyacı da duymuş olmalı!
Elinde bir kitap, ortasındaki bir sayfadan Atatürk’ün “Gençliğe Hitabe”sini okudu… Ama ne okuma? Güya Türkçeleştirerek, keserek-biçerek canına okuma!
Küçükkaya, büyük gazeteci!
Seslendiği ekran, büyük televizyon, çok seyredilen televizyon!
Biz ise, gerçekten “kısık sesleriz”…
Sesimizi kim duyacak?
Duyurabildiğimiz kadar duyuralım, düzeltelim. Küçükkaya, Hitabe’yi küçülttü… Gerekli mi, değil mi, bilmiyorum. Lâkin okunacaksa HİTABE, işte aslı, böyle okunsun:
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şartlarını düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şartlar, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şartlardan daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şartlar içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. |
Mustafa Kemal Atatürk 20 Ekim 1927 |
MENBİÇ HARİTA:
İsmail Hakkı CENGİZ
hacengiz@gmail.com
Bu haber 1452 defa okunmuştur.