İdlib’de Kıyamet Neden Kopuyor? Kim Haklı?
Bütün taraflar, diğer tarafın “Soçi Mutabakatı”na uymadığını söyleyerek birbirini suçluyor.
Öyle bir mutabakat yazılmış ki hem herkes haklı hem de herkes haksız!
Neden/Nasıl oluyor bu?
Çünkü “yapılacak iş ve eylemler” net olarak belirlenmiş… Lâkin o işleri “kimin” icra edeceği belirlenmemiş, “ifa edecek taraf” ortada bırakılmış.
Hayata geçirilmesi öngörülen şu maddelere bakın:
2. Rusya Federasyonu, İdlib'de askeri operasyonlar ve saldırılardan kaçınılması için gerekli önlemleri alacak ve mevcut statüko korunacak.
3. Silahsızlandırma bölgesi oluşturulacak, bölge 15-20 km genişliğinde ve 250 km uzunluğunda olacak.
5. Terörist gruplar silahlasızlandırma bölgesinden 15 Ekim 2018’e kadar çıkarılacak.
6. Çatışan taraflara ait tüm tanklar, çok namlulu roketatarlar, toplar ve havanlar da dâhil, ağır silahlar 10 Ekim'de İdlib'deki silahsızlandırma bölgesinden çekilecek.
8. M4 — M5 otoyolu, güvenliğinin 2018 sonuna kadar sağlanması suretiyle trafiğe açılacak.
Sadece, 2’nci maddede “özne” var. Rusya Federasyonu. Diğerlerini kim yapacak, belli değil!
Misâl, 3’ncü maddedeki, “Silahsızlandırma” bölgesini kim/kimler oluşturacak
5’nci maddedeki, “terörist grupları silahsızlandırma bölgesi”nden kim çıkartacak?
6’ncı maddedeki, “ağır silahları bölgeden” kim çekecek/çektirecek?
8’nci maddedeki, “M4ve M5 otoyollarının güvenliğini sağlayarak trafiğe” kim açacak?
Belli değil!
Anlaşılan, bunların sağlanması “zımni” olarak Türkiye’den beklenmiş.
Yine anlaşılan, Türkiye ise hiç üzerine alınmamış!
Dolayısıyla, “mutabakat”ta yazılanlar da hayata geçmemiş!
Hâl böyle olunca, 2’nci maddenin “ihlal” edilmesinden dolayı Türkiye, Rusya’yı suçlarken; geriye kalan maddelerin “ihlal” edildiği gerekçesiyle de Rusya, Türkiye’yi suçluyor.
Oysa “ihmal” en başta… İşin tâ başında var: Mutabakat imzalanırken, “özne” ihmal edilmiş!
Bu kadar hayatî bir meselede, bu kadar büyük bir ihmal akıl alır gibi değil!
Aylardır ekranlarda İdlib tartışılıyor da bir “uzman”, bir “stratej” bu hususu dile getirmiyor.
x x x
İDLİB’DE KAÇ TERÖRİST VAR?
İdlib’deki “silahlı unsur”ların sayısı da akıl alır gibi değil!
İsimleri de sık sık değişen bir sürü silahlı grup var. Onları sayıp da kafanızı karıştırmayacağım. İki ana silahlı unsur var:
1. En radikal unsur, Heyet Tahrir-ü Şam (HTŞ) örgütü. Dünyanın her yerinden toplanan ve “petrol zengini Arap Devletleri” tarafından desteklenen bu örgütteki “cihatçı” sayısı 30 bin civarında.
2. İçinde Türkmenlerin de bulunduğu Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), yeni ismiyle, Ulusal Suriye Ordusu (USO). Bunların sayısı da 70 bin kişi.
Görüldüğü gibi, küçücük İdlip ilinde, “ağır” silahlara da sahip 100 bin kişilik bir silahlı “savaşçı” gerçeği var. Kentin egemenliği ve yönetimi de bunların elinde!
İdlib’de 4 milyon sivil nüfus olduğu sürekli vurgulanıyor da bu 100 bin kişilik silahlı “yapı”, nedense, hep göz ardı ediliyor, gözden kaçırılıyor!
Ne olacak bunlar?
İdlib bunların mı olacak?
Ne zamana kadar?
İsmail Hakkı CENGİZ
hacengiz@gmail.com
Bu haber 1930 defa okunmuştur.
