ÇOCUK İSTİSMARLARI NEDEN ARTTI
(Yazdığım en zor yazımdır)
Çocuk istismarı ve çocuğa tecavüz, insanlığın yüz karasıdır. Ama maalesef asla önlenememiştir. Bu tür istismarlara kimi ruh hastalığı sebep olmaktadır. Bunun anlaşılır adı: “ÇOCUK SEVİCİLİĞİ- Pedofili”dir, sapıklıktır, tatminsizliktir, vicdansızlıktır.
Son on yıldır bu istismarlar ve tacizler arttı. Hele hele kendilerine emanet edilen kız ya da erkek çocuklara; kimi yurt ve vakıflarda yapıldığı iddia edilen taciz ve istismar söylentileri gündemden düşmemektedir. Elbette hepsini aynı kefeye koymak, hepsini acımasızca eleştirmek insafsızlıktır.
Bizleri üzen, bu istismar ve taciz olayları konusunda ilgililerin takındığı tavırdır.
Pozantı’daki iğrenç olayda; olayı karışanlardan ziyade bunu açıklayanlar: “Devlet sırrını ifşa etmekten” yargılandılar.
Karaman olayında da: anne bir Bakan’ın, gaf değilse ihanet kokan: “Bir kerecik olmayla bir kurum karalanamaz” açıklaması. İşin tuzu biberi olmuştur.
Ne yani suç olması ya da bir kurumun karalanması için: birkaç kere tekrarlanması mı gerekecek? Bu nasıl bir açıklama, nasıl bir savunmadır? Bu, aileden sorumlu anne bir bakana yakışan açıklama mıdır?
Kaldı ki bir ve ilk olduğu ne malum? Sizin olan bitenlerden haberiniz mi var?
Daha öncede bir yurtta yangın sonu ölen iki kızın dedikoduları dün gibi hafızalarımızda. Söylenti o ki, o yavruların da bir istismar sonrası; hamile kaldıkları için yakıldıkları yönündedir.
O zaman biz, bu tür istismarlara gereken tepkiyi adam gibi gösterip, gerekenleri gerektiği gibi yapabilseydik; belki de Karaman rezaleti yaşanmayacaktı! Karaman’daki şerefsiz buna cesaret edemeyecekti. Kırk beş erkek çocuktan bahsediliyor. İçlerinden birinin, sizin çocuğunuz olduğunu lütfen bir düşünün
Kimi yerlerdeki bu tür iğrenç olaya adı karışanların, cezalandırılacakları yerde; daha iyi yerlere tayin edilmeleri ya da bir üst makamlara atanmaları; akıllarda soru işaretleri oluşturmakta. Bu soruşturmaları yapan kimi savcıların; soruşturmadan alınmaları ya da başka yerlere atanmaları; Bu aziz millette acaba, bu rezalati yapanlar özellikle korunuyorlar mı, namusu mu kime emanet edeceğim kaygısı yaşatmaktadır
Bu tür istismarların neden arttığına gelince: olaylara siyasi düşünce, benim adamım, benim atadığım mantıklı yanlış yaklaşımlar sebep olmaktadır diye düşünmekteyim.
Ben, çocukların ana-baba ocağından ayrılıp bu tür yerlerde adı ve amacı ne olursa osun, toplu olarak kalmasına karşıyım.
Hastalar ya da sapıklar, fırsat bulduklarında bu tür eylem yapmaya yatkındırlar.
Onun için bu tür yerlerde görevlendirilecek kişi, hizmetli, memur, öğretmen, eğitici ve idarecilerin çok iyi araştırılıp öyle atanması gerekir.
Ahlakı, sosyal yapısı, aile terbiye ve ilişkisi, eğitim düzeyi, vicdanı gibi konularda iyi araştırılmalı, liyakatli ve olgun insanların görevlendirilmesine çalışılmalıdır.
Elhamdülillah! İhlaslı bir Müslüman olarak Sayın Bakanın açıklamasını ve MHP tarafından verilen “Çocuk İstismarlarının araştırılması” önergesinin de AKP’li vekillerce ret edilmesini anlamakta zorlandım.
Bu tür rezalet ve pisliklerin önlenmesi için ne yapılması gerekiyor? Pislikler üstü örtülerek değil, bir çıban misali deşilerek irinin akıtılmasıyla önlenebilir diye de düşünmekteyim.
Esen kalınız.
Nazım PEKER
Bu haber 1664 defa okunmuştur.