NEDEN YAS İLAN ETTİK?
Kral Abdullah, yardımsever miydi?
Hayır. Onca Arap ve Afrika ülkesinde milyonlarca Müslüman açlıkla mücadele ederken; kendilerinin 19 milyar doları, 37 hanımı, 43 uçağı vardı.
Kral Abdullah, insan haklarına saygılı mıydı?
Hayır. Kendi ülkesinde iki bayan otomobil sürdüler diye cezalandırılıp, işkenceye tabi tutulmuş, ülkesinde ne demokrasi ne de insan hakları vardı.
Kral Abdullah Osmanlı ve Türk dostu muydu?
Hayır. Kral ve ailesi ne Osmanlıyı ne Türkleri asla sevmediler ve sevdirmediler. Öyle olsaydı Osmanlı yıkılır mıydı, Osmanlı Türk askerlerinin mideleri İngilizlerin kışkırtmasıyla altın var diye deşilir miydi? Türkiye’de onca Hacı adayı, hac sırası gelmeden ölür müydü?
Bir numaralı ABD hayranı ve dostuydu.
Kral Abdullah, düzgün bir Müslüman mıydı?
Burası tartışılır. Yaptıkları Kuran ve sünnete uygunsa ve uygundu deniyorsa başka. Ama ne Onun ne de Vahhabi’lerin yaptıklarının İslam’la ve Kuranla uzak ve yakın alakası yoktur. Kabe, etrafına yaptırılan beş yıldızlı ABD otellerinin gölgesinde nohut tanesi gibi kalmıştır. Bu, saygısızlık değil midir?
Kral Abdullah, petrolü, doları, lüksü ve konforu çok severdi.
İslam, gösterişi sevmez.
İslam, lüksü ve israfı sevmez.
İslam, paraya kul olmayı sevmez, yardımlaşmayı, tutumlu olmayı, infakı ve kardeşliği sever.
Hal bu iken, Kralın kendi ülkesinde bile YAS ilan edilip bayrakları yarıya inmezken; bize ne oldu da, Türk ve Türklük düşmanı, Osmanlı katili, insanlık ve demokrasi karşıtı biri için MİLLİ YAS ilan ettik ve ŞEHİT kanıyla renklenmiş AY YILDIZLI al Bayrağımızı bu Kral için yarıya indirdik?
Diyecek başkaca şey bulamıyorum.
Rahmetli. Erbakan, “Kişi sevdiği ile beraberdir.” Derdi. Bizde inşallah Allah sevenleri bir birinden ayırmasın diyelim.
Bu saygı ve yas, TÜRGEV’e yapılan 100 milyon dolar’ın hatırına mı?
**********
AKP’Lİ HAİNLER
Rüşvet ve yolsuzlukla suçlanan ve kokusu bir türlü kapatılamayan dört eski bakanla ilgili TBMM’indeki oylamada; “Yüce Divan’da yargılansınlar” yönünde oy veren AKP’li vekiller için, Şamil Tayyar ve Mehmet Metiner’in, “Hainler” suçlaması maksadı aşmış gibi.
Vekiller yasal olarak hür iradeleriyle karar vermiyorlar mıydı?
Yargılansın diyen bu vekiller, “Böylece hür iradelerini göstermiş” olmadılar mı?
S. Davutoğlu bile, “Bu, AKP’nin ne kadar demokrat olduğunun bir göstergesidir.” Derken S. Şamil ve Metiner, hangi sıfat ve yetki ile böyle ağır bir suçlamada bulunabilmektedirler? Basından öğrendiğimiz kadarıyla da, AKP’li bu vekiller için “CADI” avı başlatılmış.
Bu vekiller, neden CADI oluyorlar?
S. Elkatmış, Tayyar ve Metiner için, “Haddi aşan bir konuşmadır” tepkisini gösterince işler kızıştı ve S. Elkatmış da günah keçisi ilan ediliverdi.
AKP’li sayın vekiller, hiç mi hür iradeleriyle iş yapamayacaklar ve irade bildiremeyecekler?
AKP, bu kadar mı kapalı kutu, bu kadar mı parti içi demokrasisi zayıf?
Esen kalınız.
Nazım PEKER
Bu haber 1725 defa okunmuştur.