gazete anamur
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı


Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Sponsor Alanı


EN ÇOK OKUNANLAR

Dost Siteler

HAVA DURUMU

ANAMUR

Saat

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 213  
»Bugün 8321  
»Toplam 14997453  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 3.238.62.119
» Bu sitemizi ziyaretiniz

MASKE

Mustafa YILDIZ

18 Mart 2013, 23:00

Mustafa YILDIZ

MASKE

        Anayasa değişikliği, yeni Anayasa yapımı ile değiştirilmesi tartışması konusu olan ilk 3 madde ne içermektedir? Nelerin Anayasadan çıkarılması istenmektedir? Neden ilk üç madde tartışma konusudur acaba? Bu soruların cevabını bulmak için ilk 3 maddenin ne olduğuna bakmak gerekir.

Devletin Şekli

Madde 1-Türkiye devleti bir Cumhuriyettir.

Cumhuriyetin nitelikleri

Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti.

Madde 3- Türkiye Devleti, ülkesi, milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

        Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Milli marşı “istiklal Marşı”dır.

Başkenti Ankara’dır.”

Bu üç madde değiştirilmez hükümler başlığı altındaki dördüncü maddede değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez maddeler olarak hükme bağlanmış bulunmaktadır.

Bu maddelerin değiştirilmek istenmesiyle ne amaçlanmaktadır? Esas gaye devletin şeklini mi değiştirmek istemektedirler? Yani devletin şekli cumhuriyet sisteminden başkanlık, veya yarı başkanlık, eyalet sistemi gibi değişik bir sistem mi getirilmesi amaçlanmaktadır.

Cumhuriyet yönetiminde demokratik bir yönetim biçimiyle millet iradesinin yansıması sonucu devlet idare edilmekte, seçilen vekiller millet adına, milleti temsilen devleti idare eden kurumların çalışma şekillerini, usul ve esaslarını belirleme, çalışan kurumların millet adına kontrol yetkisini kullanmaktadır. Bu sistem kime niye batıyor acaba?

“Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün” oluşumu değiştirilmek istenmektedir? Esas gaye Anayasada belirtilen bu hususun önüne geçilmektir. Bunların yasalardan çıkarılması veya çıkarılmaması ne değiştirir diye düşünebilirsiniz. Bu hükümleri Anayasadan kaldırmadan devletin şeklini, idaresini değiştirebilmeniz için ihtilal veya darbe yapmanızı zorunlu kılmaktadır. Bu yasaları değiştirerek bölünmeye müsait hale getirdiğiniz ülkenizde, çift dillilik, çift halklılık, birden çok özerk bölgeler oluşturularak daha kolay ayrıştırma ve parçalanma yollarını açmış bulunursunuz. Bu vatanı silah zoruyla, güçle, ayaklanmalarla bölme denemeleri görevi PKK ve çapulcularına dış güçler tarafından verildi, 30 yıllık mücadelenin sonunda bu milletin oyunlara gelmediği, birlikte yaşama azminden vazgeçmediği görüldü. İslamın son ordusu, son kalesinin düşürülmesi ve parçalanması bu halka rağmen satın alınacak başka güçlere yaptırılmalıydı. Bu millet ARAP BAHARI diye yutturulan palavralara inanmıyor, sivil itaatsizliklere ve vicdani retçilere rağmen vatan ve milletini sevmesi gerektiğine inanıyor.

Türk Milletini parçalamayı amaçlayanlar siyaseten yürütecekleri bir planı devreye soktular. İmralı canisi ile BDP Millet Vekilleri arasındaki konuşmaların Milliyet gazetesinden sızdırılmasının amacı bu oyunun bir parçasıydı. Bu olay kin, nasıl sızdırdı tartışmalarıyla içinde ne olduğuna bakılmaksızın dikkatlerden kaçırılarak kapatıldı. Millet ne tepki gösteriyor, ne deniyor tek, tek izlendi, hatta o hafta gurup toplantıları da yapılmadı. Şimdi anlaşılıyor ki tepki bütün olup bitene rağmen yok. Öyleyse yola devam denilip, kaldığımız yerden Kürtlerin adı kullanılarak bölücülüğe devam ediliyor.

İmralı canisi açıkça milleti idare edenleri idare ettiğini söylüyor, gelecekte kendileri –vatan hainleri – için güzel günleri geleceğini, hürriyet ve özgürlüğün yolunun açılacağını açıkça söylemektedir.

Milletin hiçbir tepki göstermemesi milli duygulardan ne kadar yoksunlaştığımızın açık ifadesidir.

Siz bir caninin, katilin, vatanı bölüp parçalamak için silahlı güç oluşturmuş hainin bu devlet üzerinde kurmak istediği otoriteye tepki göstermiyorsanız gelecekte sizin başınıza geleceklere razı olacaksınız demektir. Bu gibi provokatif hareketler planlanan oyunların hazmettirilmesi için ortaya atılan hazım malzemeleridir. Milletin tepkisi ölçülüyor. Ne denecek, nasıl tepki gösterilecek, nasıl direnç gösterilecek, ne kadar kabullenileceklere bakılıyor sonra bir adım daha atılıyor.

Bundan 2 yıl önce Apo ile görüşenleri şerefsizlikle suçlayanlar baktılar ki millet kuzu bir adım daha atarak pazarlığa oturdular.

İşte anayasa babayasa, yapılan değişikliklerin asıl sebebi bu millet ve vatanın birlik ve beraberliğinin bozulması için oynanan oyunların birer aşamasıdır.

Çanakkale Destanı isimli şiirindeki şu iki beyit ne kadar manidardır.

“Maske yırtılmasa hala bize afetti o yüz…

Medeniyet denilen kahpe hakikat yüzsüz.”

Biz geçmişte maskeleri indirip medeniyetin sahibiyiz diyenlerin bizim için ne kadar sinsice oyunlar peşinde olduklarını görmüş, şerefsizliklerini anlamış, “MİLLİ RUH”un dirilişiyle şerefsizlere onurlu bir ders vermiştik.

Aynı şerefsizler bizi bu sefer bizden olduklarını söyleyen şerefsizlerle vurma planıyla karşımızdalar. Bu maskeyi düşürebilmek için yeniden milli bir ruh ve heyecan uyanışına, bu uyanışa önderlik edecek kahramanlara ihtiyacımız var.

Çanakkale’yi düşünüyorum. Çanakkale’ye gidenler dönmeyi düşünmediler. Ölmeyi, Rahman’a kavuşmayı arzuladılar. Onlar ölüm püsküren yer ve gök arasındaki cehennemden güller açan cennete uçtular. Bedr’in aslanları gibi Hak’ka yürüyen İslam’ın son ordusunun temsilcilerini Allah’ın Resul’ü karşılıyordu Cennet’i Ala’da. İşte bu yüce makama ulaşmanın yolu Nizam-ı Âlem davasından geçiyordu, Allah rızasını kazanma arzusuyla yanıp tutuşarak vahşetlere aldırmadan bin atlı akıncılar gibi ileri atılmak ve bir daha dönmemek üzere arkasına bakmadan vatan, millet, namus ve şerefleri için çarpışıyorlardı.

Çanakkale’deki Milli ruh öldü mü? Neden tepkisiz bu millet? İslam’ın son ordusu, İslam’ın son kalesi Türkiye bölünüp parçalanmak istenirken neden sessiziz?

Ey Rab’bim! Şüphesiz büyüksün, varsın, birsin, güç ve kudret sahibisin, ancak sana dua ede ve senden yardım dileriz. Bu aziz milleti koru. Senin yolunda cihat etmeyi ve İslam’ı yüceltme yolunda mücadele etme azmi ve cesareti ver. Bu azizi milleti bölüp parçalamak isteyenlere fırsat verme. Amin.

“Gün geçmiş, yıl geçmiş ne yazar.

Her karış toprağında bin şehir, bir mezar.

Yer yüzünde yaşadıkça, tek dişi canavar,

Türk milleti aynı destanı yine yazar…”

Çok anlamlı bir dörtlük, hep bu duygularla ve bu inançla yaşıyorum. İnanıyorum ki; bu millet oynanan oyunları anlayacak, bu oyunları mutlaka bozacaktır. Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış bu vatan, yüz yıllarca İslam düşmanlarının akınlarını göğsünde nasıl eritmişse bundan sonrada aynı cesaret ve kahramanlıklarla haçlıların heveslerini kursaklarında koyacak ve destanlar yazacaktır.

Mustafa YILDIZ

Bu haber 2550 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
Aday listeleri tamam. buruyun sahaya...10 Mart 2024

Sponsor Alanı


SON HABERLER

Sponsor Alanı

 

Son Dakika Haber

Sponsor Alanı

 

Her Hakkı Saklıdır - 2012 (Fatma ARIKAN)
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Gazete Anamur