gazete anamur
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı


Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Sponsor Alanı


EN ÇOK OKUNANLAR

Dost Siteler

HAVA DURUMU

ANAMUR

Saat

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 44  
»Bugün 1468  
»Toplam 15499522  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 18.188.140.232
» Bu sitemizi ziyaretiniz

REJİM, OTORİTER VE DEMOKRATİK YÖNETİM

Misafir Kalem

09 Ocak 2017, 18:49

Misafir Kalem

REJİM, OTORİTER VE DEMOKRATİK YÖNETİM

 

Yönetim iradesinin hukuk kurallarına tabi olması düşüncesinin uygulanması için insanoğlu tarihsel süreçte çok bedeller ödemiştir.

 

Siyasi iktidarın güç despotizmini önlemek ve çoğunluk karşısında azınlık haklarını korumak için hukuksal eşitliğin devlet yaşamında egemen olması için hukuk devleti ilkesi kabul edilmiştir.

 

Siyasi iktidarın yargısal denetimi; keyfiliğin yandaşlığın önlenmesi için güvence olarak görülmüştür.

 

Otoriter yönetimlerde; yargı ayak bağıdır. Yönetim her şeydir. İktidar mutlak yetkilidir.

 

Demokratik yönetimlerde ise; yasama, yürütme ve yargı güçlerinin ayrı ellerde olması ve birbirinden kalın çizgilerle ayrılması esası benimsenmiştir. Yetki kullanımında kişi iradesi değil, hukuk kuralları asıldır.

 

            Türkiye’de; adalet, hukuk beklentileri karşılıyor mu, demokrasi sağlıklı işliyor mu?

 

Bir kesime göre Türkiye’de; hukuk yargı, adalet, yasalar artık insicamını kaybetmiş durumda. Kişilere konumlara göre değişen değiştirilen yasalar, farklı uygulamalar, toplumdaki adalete olan güven duygusunu sarsıyor. Soğukkanlı olunması gereken bu ortamda hukukçulara büyük görev düşmektedir.

 

Yargılama ve kanunlar konusunda çaba gösteren elbette var. Bazıları hukuksuzluklarını gözardı ederek zaman zaman hukuk, demokrasi, özgürlük savunucusu kesiliyorlar.

 

Öylesine ki; siyasiler tarafından, ölçüsüz hakarete varan ithamlarda bulunuluyor.

 

Hukuku belirleyen Siyaset Kurumu’dur.

Demokratik hukuk devletlerinde; siyasetin, hukuku yapma yetkisi de elbette sınırsız değildir. Yargısal denetim ve kuvvetler ayrılığı ilkesi de bunu gösterir.

 

Siyaset, yürürlükteki hukuk değiştirilmedikçe ona uymak zorundadır. Mahkeme kararlarının yasama ve yürütmeyi bağlaması bu nedenledir. Yasama organı, evrensel hukuk kuralları ve demokratik hukuk devletiyle uyumlu biçimde hukuku değiştirebilir.

 

Bu açıdan; Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları, bağlayıcı kararlardır. Ancak bu kurumların görev, yetki ve sorumluluklarını yerine getirip getirmedikleri konusunda endişeler büyük.

Türkiye; Hukuk devleti olma yolunda önemli aşamalar geçirmiştir.

Ancak siyasiler; hukukun üstünlüğü yerine siyasetin üstünlüğünde ısrar ediyor.

Siyasi iktidarlar; Yargısal denetime tahammül edemiyor.

 

Çağdaş demokrasilerde yargısal denetimden şikayet eden yokken, demokrasi bilincinin oluşmadığı ülkelerde yargı, ayak bağı olarak görülür.

 

Adalet adına adaleti katleden yargı ise felaketlerin büyüğüdür.

Siyasi iktidarın emrinde yandaş kayırmacılığına dayalı yargı anlayışı toplumsal yıkımdır.

 

Günün Sözü: Mutlak iktidar elinde adalet, adalet değildir.

 

Nurullah AYDIN

naydin54@gmail.com

9 Ocak 2017-ANKARA

Bu haber 1489 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
Günlük hayatın bir parçası, ölçü birimleri13 Kas?m 2024

Sponsor Alanı


SON HABERLER

Sponsor Alanı

 

Son Dakika Haber

Sponsor Alanı

 

Her Hakkı Saklıdır - 2012 (Fatma ARIKAN)
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Gazete Anamur