gazete anamur
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı


Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Sponsor Alanı


Dost Siteler

HAVA DURUMU

ANAMUR

Saat

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 86  
»Bugün 1060  
»Toplam 15043247  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 18.117.81.240
» Bu sitemizi ziyaretiniz

HAYALLER, SAPLANTILAR ve EĞİTİM

Misafir Kalem

15 Eyl?l 2015, 22:08

Misafir Kalem

HAYALLER, SAPLANTILAR ve EĞİTİM

 

Bilinen tipler; hayali Osmanlı federal devlet özlemiyle her türlü kirli ittifaka girdiler. Halk; cahilleştirilip sindirilirken, servetlerine servet kattılar ve devleti ele geçirdiler. Halk; siyasi partilerin, medyanın yanıltıcı bilgileriyle şaşkın hale sokuldu.

 

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Arap baharı denilen, kitleleri ayaklandıran, kardeş kavgasına destek olanlar aynı zamanda kendi ülkelerinde sindirme susturma, uyuşturma operasyonunu da yürüttüler. Toplumu hareketsizleştirmenin birçok yolu vardır. Bunun başında eğitim gelir.  Her zaman gündemde olan konu; eğitim, öğretim, öğretmen, kalkınma ve güçlü olma konusudur.

 

Eğitim ve öğretim; her canlı varlığın yeteneklerini geliştirmek amacıyla gerek kendini gerekse neslini devam ettirecek olan yavrusuna verdiği bilgi ve tecrübe aktarımıdır. Kuşkusuz, bunda aklı ve beş duyuyu kullanarak verilen eğitim önemlidir ve çok gereklidir.

 

İnsanlık tarihi boyuna eğitim için büyük çalışmalar yapılmıştır. Okullar, öğretmenler ve araştırmalar için büyük yatırımlar yapılıyor. Bugün hemen her ülke yetişmiş insan gücü ile etkindir, refah içindedir. Eğitime yeteri önemi vermeyen ülkeler geri kalmış durumdadır.

 

Konuyla ilgi ideolojik yaklaşımlar, Türkiye’nin eğitim, kalkınma gücü ile farklı tespitlerde bulunmaktadırlar. Oriantalist bakış açısıyla okul çocuklarına eğitimin önemini anlatıyor.

 

Türkiye'de bugüne kadar bu Oriantalist bakış açısında; ya kusur İslâm’da değil, Müslümanda denilmiş ya da kusur medreselerde, ama esasen devlet yönetiminde denilmiş.

 

Temel soru şudur: 1000 yıl öncesinin bazı İslam düşünürlerin görüşleri, Türkiye'yi ve İslâm coğrafyasını halâ etkiliyor da, son yüzyıllık dönemde ve Cumhuriyetin kesin tercihi olan akılcılık ve çağdaş eğitim neden halâ kalkındıracak kadar etkilemiyor?

 

Bazılarına göre; Batı'nın zenginliğinin sebebi akıl ve eğitimden ibarettir.

 

Oysa  Osmanlı Devleti yıkılırken, o coğrafyada krallar, şeyhler, diktatörler mi vardı?

 

Nereden çıktı bu krallar, şeyhler, diktatörler? Kim getirdi, kim destekledi? Niçin?

 

Bunları, Batılılar icat etti de oralara oturttu. Kendine bağımlı diktatörler gerekiyordu.

 

Bu devletlerin ayakta kalabilmesi, Batı'ya bağımlı diktatörlerle mümkündü. Yoksa, bugün yaşananlar başlarına gelecekti.

 

Müslüman ülkelerin okullarında okutulan Fransızların ve İngilizlerin yazdığı tarih, bilim kitapları, kitlelerin şaşırtılmasında kusurlu değil midir?

 

Dini/İslâm eğitimi yerine, Batı'nın eğitimini bilimini, dilini, düşünce sistemini, felsefesini, sanatını, kılık kıyafetini, yaşam biçimini ithal etmek zorunda mıydık?

 

Akılcılık adına yapılması yararlı eğitim bu mudur?

 

Batı'nın şartı, Batı'nın eğitiminin taklit edilmesidir. Çünkü, her medeniyetin eğitimi kendine hizmet eder.

 

Temel soru açıktır. Akılcılık, ya da dincilik emperyalizmi mi gerekli kılar?

 

Madem, Batı akıllı idi, neden dünyayı sömürmek ve insanları birbirine düşürerek yönetmek gibi bir çözüme erişmiştir? Akıl ve eğitim bu mu demektir?

 

Bu aklın ve eğitimin içinde;

 

Evrensel Akıl,

Evrensel Ahlâk,

Evrensel Adalet,

Evrensel İnsaniyet,

Evrensel İnsan Hakları,

Evrensel Eşitlik, Kardeşlik, Paylaşma, Yardımlaşma yoktur.

 

Bahsedilen akılcılık, insan hakları ve eğitim sadece Batı'nın çıkarları, emperyalizm için dışarıya gösterilen bir kurgudan ibarettir.

 

İslâm Coğrafyası’nın fakir düşmesinde, esarete düşmesinde, Osmanlı Devletinin yıkılışı öncesinde ve bilhassa yıkılışı sonrasındaki emperyalizmin etkisi doğru analiz edilmelidir.

 

İslâm coğrafyasına yönelmiş batı emperyalizminin asıl sebebi unutturuluyor.

 

100 yıl öncesinde Petrolün ele geçirilmesi ve İslâm dünyasının ele geçirilmesiydi.

 

Şimdi de konu budur. Büyük Ortadoğu projesi, bundan başka bir şey değildir.

 

Devlet yönetimi; yönetimi, adaleti, benden yana bana karşısın anlayışına göre yönetmek demek değildir. Başka devletlerin projelerinde yer alarak, kendi ülkesindeki duruma bakmadan başka ülkelere akıl vermekle olmasa gerek.

 

Siyasette, bürokraside, yargıda, bilgisiz cahiller olabilir. Ancak sırf yandaş diye yalaka diye tercih edilmiş olmaları, devlet ciddiyetiyle bağdaşabilir mi? 

 

İnsana; hangi eğitimi, hangi tür akılla vereceğimiz, birinci derecede önemlidir. Bir eğitim politikası bunu bilmektir ve bundan ibarettir.

 

Günün Sözü: Bilgiyle donanmış, yetenekleri geliştirilmiş bireyler, en büyük güçtür.

 

Nurullah AYDIN

Eylül-2015/ANKARA

na741954@gmail.com

Bu haber 1548 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
Ramazan bayramına doğru09 Nisan 2024

Sponsor Alanı


SON HABERLER

Sponsor Alanı

 

Son Dakika Haber

Sponsor Alanı

 

Her Hakkı Saklıdır - 2012 (Fatma ARIKAN)
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Gazete Anamur