Sponsor Alanı

Ana Menü

Sponsor Alanı

EN ÇOK OKUNANLAR

Dost Siteler

HAVA DURUMU

Saat

Sponsor Alanı

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif	23
»Bugün	90
»Toplam	15563772
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz \| 3.145.78.12
» Bu sitemizi ziyaretiniz

18 Punto 16 Punto 14 Punto 12 Punto Anasayfa » Mustafa KAYA

MANEVİYATIMIZ VE ANDIMIZ

20 Ocak 2014, 00:10

Mustafa KAYA

MANEVİYATIMIZ VE ANDIMIZ

Cenab-i ALLAH yaratıklar içerisinde en mükemmel varlık olarak insanı yaratmıştır. Tüm canlı ve cansız varlıklardan farklı olarak da insana akıl verip yaptıklarından ve yapmadıklarından sorumlu tutmuştur.

İnsan, bünye yapısı itibarı ile iki kısımdan oluşmuştur. Bunlardan birisi el ile tutulup göz ile görünen maddi kısmımız olan: Etimiz, kemiklerimiz, kanımız, tüm görünen vücut organlarımızdır. Vücudumuzun bu bölümü besinler ile beslenir, yiyecek ve içecekler ile kendisini korur. Eğer bir insana veya bir canlıya uzunca bir süre yaşayacağı besinler verilmezse, o canlı ölür, yok olur. İnsan vücudu bu yönüyle diğer canlılarla aynı özelliğe sahiptir. Maddi kısmımız besinlerle güçlü olur. Maddi olan vücudumuzu besinler yoluyla iyi besleyip korumazsak hem maddi kısmımız hem de manevi kısmımız yok olup gider. Bir Atasözümüz de “SAĞLAM KAFA SAĞLAM VUCUTTA OLUR.” Diyerek bu özelliğimizi anlatır. Yani maddi olan vücudumuzu besinler ile canlı ve güçlü tutarız.

İnsan vücudunun bir başka özelliği vardır ki: O da manevi özelliğimiz olan kısmıdır. Esas insan oluşumuz ve tüm canlılardan farklı oluşumuzda bu manevi özelliğimizdir. Manevi özelliğimizin dışında diğer maddi yönümüzün taştan, ağaçtan hatta hayvanlardan bir farkımız yoktur.

Bizi biz yapan, iyilik düşünen, kötülük düşünen, faydalı davranan, insanı acıyan veya acımayan, vatan sever olan, milletine, bayrağına, milli marşına, ALLAH’A ve Peygambere, dinine inançlara , faydalı veya zararlı olan tarafımız ve davranışlarımız hep manevi yönümüzdür. Tekrar etmek gerekirse maddi bölümümüz direk kendimizi ilgilendirirken, manevi yönümüz de tüm canlıları ilgilendiren yapımızdır. Komşumuzun cenazesine katılmak, ağlayan bir çocuğa teselli etmek, hasta bir kişiye geçmiş olsun demek, yardıma muhtaç olan tanıdık veya tanımadıklarımıza yardım etmek, yaşlı bir komşumuza veya akrabamıza bir tabak yemek götürerek onun duasını almak, vatanımızı sevmek, milletimizin kalkınması ve büyük millet olması yönünde çaba sarf etmek, dini inançlarımızı doğru ve KURAN’IN emrettiği şekilde yaşamak, gelenek ve göreneklerimize bağlı kalmak ve burada sayamadığımız birçok değerlere sahip çıkmak hep manevi yönümüzle olmaktadır. Bu saydıklarımız bir de insan olmamızın gerekleridir.

Mertlik, dürüstlük, doğruluk, iyilik, erdemli olmak, acıma duygusuna sahip olmak; Tam tersi olarak da: Kin, nefret, acımasızlık, duyarsızlık, sadistlik, hak yeme… gibi duygular da manevi yönümüzü oluşturan yönlerimizdir.

O zaman nesli iyi yetiştirmek için ne yapmalı? Nasıl yetiştirmeli? Faydalı olan manevi duyguları nasıl kazandırmalıdır?

İşte böyle bir duygunun kazanılmasında: Öncelikle dini bilgilerimizin: Kişisel menfaatçilik, çıkar hesabı, göstermelik dindar olma, toplumu ve çevreyi kandırmak için dindar görünme, milleti kandırmak için sahte Müslümanlık taslama… gibi yanlışlıklara sapmamalıdır.

Okullarımız, öğretmenlerimiz, ailelerimiz, medya, çevre, eğitimi elinde bulunduran kişiler yeni nesilleri en gıdalı besinler ile beslerken yani maddi olan kısmımızı beslerken; maneviyatlarımızı da en doğru ve akılıcı bilgilerle donatmalıdır.. Tabiî ki burada eğitime ve eğitimciye oldukça çok görev düşmektedir.

Milletin değerlerinden, örf ve âdetlerinden koparılan bir nesil yıkmadan, satmadan yok etmeden başka ne yapabilir?

Öyle ise hep birlikte düşünelim: ANDIMIZ neden kaldırıldı? ANDIMIZIN hangi kelimesi ve cümlesi çocuklarımıza yanlış yolu tarif ediyordu? Bu küçücük metin çocuklarımızı manevi yönden dolduruyor ve vatana millete bağlılıklarını güçlendiriyordu. Ne yazık ki TÜRK OLMAKTAN KORKANLAR, TÜRK IRKI DİYE BİR IRKIN YOKLUĞUNU SÖYLEYENLER, KIRK BİN KİŞİNİN KÂTİLİ ÖCALAN CANİSİ istedi diye andımızı kaldırdılar.

Öyle ise andımızın kaldırılmasının altında yatan ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) adı altındaki Büyük Kürdistan hayaline doğru atılan bir adımdır. Burada 2003 yılındaki ABD’nin dış işleri bakanı olan CONDELEZE Rayce adındaki kadın bir Bakanının “YAKIN BİR ZAMANDA 22 İSLÂM ÜLKESİNİN HEM SINIRLARI DEĞİŞECEK, HEM YÖNETİCİLERİ ABD YANLISI OLACAK, HEM DE ÖNEMLİ ZENGİNLİK KAYNAKLARI ABD’YE AKACAK. BUNA TÜRKİYE’de DAHİLDİR.” dediğini dikkatlerinize sunarken, buna: “TÜRKİYE ‘de DAHİLDİR.” cümlesine dikkatlerinizi çekmek isterim.

İşte hem ABD’nin bu projesine yaranmak hem de PKK ve onun savunucusu ÖCALAN ve avenelerine yaranmak için ANDIMIZ kaldırılmıştır.

Mustafa KAYA

Bu haber 2049 defa okunmuştur.