• Anasayfa
• Anamur
• İlçemiz Tarihçesi
• Tarım
• Turizm
• Tarihi Yerler
• Anamur'da Yaşam
• Ulaşım
• Anamur İlçe Haritası

İnsanlar, insan olma sürecini kolay geçmediler. Mağaradan başlayıp uzayın, yıldızların fethine kadar varan süreç, hiç de kolay olmadı. “İLKEL KOMİNAL TOPLUM AŞAMASI” olan bu döneme, “ANA ERKİL SÜREÇ” de denilmekte. Avcılık ve doğal ürünlerin toplanmasıyla beslenen insanların yönetimi, anaların yani kadınların inisiyatifinde idi.

 

İnançların merkezinde de kadın tanrıçalar vardı. Sınıfların, ezen ve ezilenin olmadığı, zengin – fakir, güçlü – güçsüz çelişkisinin olmadığı, salt ve yalın adaletin hâkim olduğu bir dönemdi. “ANA ERKİL DÖNEM.” Bu uzun ve altın yıllar, akıl gücünün yerini kas gücünün alması ile sona ermiş, kadın köleleştirilerek “ERKEK EGEMEN” “ATAERKİL SÜREÇ”  başlamış, “KÖLECİ TOPLUMSAL DÜZEN” adı verilen bu dönemde kadının köleleştirilmesi ve erksel eksenden uzaklaştırılmasına paralel, akıldan sınıfsız ve sömürüsüz toplumsal yönetim biçiminden süratle uzaklaşılmış, temel üretim aracı başta kadınlar olmak üzere, köleleştirilen insanlar olmuş, egemen sınıf köle sahipleri, ezilen ve sömürülen sınıf ise köleler olmuş.

 

Sınıfların ortaya çıkışı, devleti, devletin ortaya çıkışı ile semavi dinlerin “VAHYEDİLİŞİ” birbirini izliyor. Hiçbir gelişim, hiçbir dönüşüm kanın, gözyaşının, sömürünün, yani “ARTIK ÜRÜN (ARTI) ARTIK DEĞERİN” birilerinden alınıp birilerinin cebine konmasına engel olamamış.

 

Sistemler değişmiş, egemen sınıflar değişmiş, ama sömüren – sömürülen arasındaki uzlaşmaz çelişki bir türlü çözülememiş. İnsanlık kadınların öncülüğünde çıktıkları “İNSANCILLAŞMA YOLU” nun belli bir dönemecinde, erkek egemen bir yola girmişler, gelişmişler, “TEKÂMÜL” etmişler; ama kadın egemen dönemin adaletini, mutluluğunu enginliğini ve dinginliğini bir türlü bulamamışlar.

 

Gelişimin en dinamik unsuru, kendi soyunu yok etmek için icat ettikleri silahlar olmuş, en güçlü silaha sahip olan en güçlü devlete, orduya ve güce sahip olmuş, bu yolla daha çok ganimete ve servete konmuş. Tarih sayfaları onların destanlarını yazarak dolmuş. Ne filozof ne haham ne imam buna engel olmuş, engel olmak isteyenler hep canından olmuş.

 

Sistemler gelişmiş, değişmiş, dönüşmüş, buna paralel egemen sınıflar da öyle… İnsanın toplumsal varlık bilinci de bunlara eş değer bir rota izledi mi? Sorusunun cevabını sizlere bırakıyorum…

 

Yaşar ALICI

• TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLUŞU
• 12 EYLÜL SONRASI CHP'NİN GELDİĞİ NOKTA
• SOLCU OLMAK NEDİR NE DEĞİLDİR?
• TÜRKİYE'DE SOL'UN YERİ, KONUMU VE ÖNEMİ
• Türkiye'de Siyasi Partilerin Rolü
• Amerika Tarihin Tekerini Tersine Çevirmeye Çalışırken
• Yaşadığımız Sürecin Adı Barış Mı? Eksen Sürecinden Kayış Mı?
• Tarih yapmak ve tarih yazmak
• SAYGI DEĞER TARİH VE KÜLTÜR DOSTLARI
• ATATÜRK MİLLETVEKİLLERİNİN MANTALİTESİ
• BİLİNÇ VE İNANÇ ÜZERİNE
• ABDULLAH ÖCALAN - MANDELA
• ATA'NIN 74. YILINDA
• BİLGİ SAHİBİ OLMADAN...
• BİR CUMHURİYET BAYRAMININ ARDINDAN
• (SAĞDUYU ÇAĞRISI)
• Siyasi Tarih Kapsamlı Geçmişe Bir Yolculuk
• Merhaba saygıdeğer gazeteanamur takipçileri