gazete anamur
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı


Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Sponsor Alanı


EN ÇOK OKUNANLAR

Dost Siteler

HAVA DURUMU

ANAMUR

Saat

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 20  
»Bugün 362  
»Toplam 15037221  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 18.117.158.47
» Bu sitemizi ziyaretiniz

(SAĞDUYU ÇAĞRISI)

Yaşar ALICI

01 Ekim 2012, 23:35

Yaşar ALICI

6 Haziran 2010 ‘da bir trafik kazası geçirmiş, sağ ayağımın diz altından iki kırılma meydana gelmiş olduğu için, doktor ayağımı alçıya almış, bana sıfır merdivenli bir evde oturmamı önermişti.

Araştırmalarımız sonunda bir ziraat mühendisi arkadaşın bahçe içindeki evi bulunmuş, oraya yerleşmiştik.

Ziraat Mühendisi arkadaş, çok çalışkan ve gayretli biriydi. Her gün sabah erken saatlerde bahçesine gelir, bir işçiden çok daha gayretli çalışır, saat 9.00 veya 10.00 gibi bahçeden ayrılırdı.

         Çoğu zaman, sabah çalışması yetmez, ikindin çalışmalara devam eder, ben tekerlekli arabanın üstünde onu hayret ve hayranlıkla takip ederdim. Yine bir gün, ikindi vakti bir kişi ile bahçeye geldi ve bana dedi ki:

“Yaşar Abi, sizi bir arkadaşla tanıştıracağım. Ters noktalardasınız ama bu arkadaşında ilginç fikirleri var.”

E o zaman buyurun gelin. Hem çay içip, hem de tanışıp konuşalım, dedim.

“Siz çayı koyun, biz bahçeyi şöyle bir gezip geleceğiz.” dediler. Bahçe gezmesini tamamlayıp yanımıza geldiler. Tanışma faslından sonra, o şahıs aldı sazı eline başladı çalmaya. Yani konuşmaya…

Malatyalı bir Kürt olduğunu, geçmişte Abdullah Çatlı’nın arkadaşı olduğunu, ama şimdi Kürtçü olduğunu söyledi ve dedi ki:

“Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti biz Kürtleri ezdi, sömürdü. Mustafa Kemal bize bağımsız devlet kurma sözü verdi ama sözünde durmadı. Şimdi koşullar son derece uygun, biz bağımsız Kürt Devletini kuracağız, bu saatten sonra buna kimse mani ve engel olamaz.” dedi.      

 

 

Ben de kendisine 1912 –1922 arasındaki süreci biliyor musunuz? dedim.

          “Ne var bunda?” dedi.

Yok, öyle değil. Bu tarihler arasında yaşananlar ve olan biten şeyler kapsamlı dedim.

“Nasıl yani?” diye sordu.

Osmanlı’nın Balkan bozgununu gören batının, 1699 Karlofça Antlaşmasıyla başlayan sürecin artık sonuna gelindiğini, yani ünlü Şark Politikasında “Altın Vuruş” zamanının geldiğini, Türkleri geldikleri yer olan Orta Asya bozkırlarına sürmenin, Anadolu’nun gerçek sahipleri olan Rumlarla Ermenilere vermenin tam zamanı olduğunu saptadılar.

Birinci Dünya Savaşı’na Mustafa Kemal’in ısrarla girmeyelim, bu savaşa girersek imparatorluğun sonu olur uyarılarına aldırış etmeyen Enver-Talat Kliği bir oldu bitti ile, Osmanlıyı savaşa soktuklarını, üç kıtada savaşan Mehmetçiğin geride bıraktığı anne, baba, kız kardeş, eş ve çocuklarını, bin yıl iç içe yaşadığımız, dillerine, dinlerine, örf, adet ve geleneklerine, mallarına, mülklerine, ırz ve namuslarına dokunmadığımız, Ermeniler ve Rumların, bugün dost ve müttefik dediğimiz ülkeler tarafından, Anadolu işgal edilince, fırsat bu fırsat diyerek, tabi ki işgalci güçlerin tahrik ve tazyiki ile, savunmasız ve korunmasız Türklere saldırdıklarını, onları vahşice katlettiklerini, Osmanlı yönetiminin, Doğu ve Güneydoğu’daki Ermenilerin, hem bu saldırılarını durdurmak, hem de savaş bitince anası, babası, ailesi ve çocuklarını katleden, komşularına karşı kin ve nefret duygularıyla yanlış bir kalkışıma baş vurmasınlar diye onları Doğu ve Güneydoğu bölgemizden alıp, Suriye, Lübnan taraflarına yerleştirmişler. Rumların işgalci Yunanlılarla birleşerek, Batı Anadolu’da yaptıklarını bilmeyen yok.

Ermeniler ve Rumlar Anadolu’yu Türklerden temizlemenin tam zamanı diyerek, bu ihanetlere girişmişlerdi.

Pekâlâ, Ermenilere ve Rumlara Anadolu vatan olabildi mi?

Yoksa Türkler küllerinden var olup, Anadolu’yu  bir kez daha ezelden ebede vatan mı yaptılar?

 

Sizin bugün Anadolu’nun ayrılmaz bir parçası olan ve adına Kürdistan dediğiniz yerler, Ermenilerin boşalttığı yerler.

Dış tahriklere kapılmayın, tarihe bakın…

Tarih, yani geçmiş, ders almasını bilene iyi bir kılavuz, ders almasını bilmeyenlere, iyi bir fatura tanzim edicidir, deyince o şahıs söyleyecek hiçbir şey bulamadı, kendisini getiren şahsa ”Hadi gidelim” dedi.

Anlayana sivrisinek saz…

 

Yaşar ALICI

Bu haber 2263 defa okunmuştur.

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit
Ramazan bayramına doğru09 Nisan 2024

Sponsor Alanı


SON HABERLER

Sponsor Alanı

 

Son Dakika Haber

Sponsor Alanı

 

Her Hakkı Saklıdır - 2012 (Fatma ARIKAN)
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

(c)2012 Gazete Anamur