gazete anamur
ANASAYFA HABER ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Sponsor Alanı


Ana Menü

Sponsor Alanı

 

Sponsor Alanı


Dost Siteler

HAVA DURUMU

ANAMUR

Saat

Sponsor Alanı

 

Ziyaretçi Bilgileri

»Aktif 48  
»Bugün 445  
»Toplam 15049933  
Sayın Ziyaretçimiz
»IP'niz | 3.138.114.38
» Bu sitemizi ziyaretiniz
MERSİN KAMU-SEN İŞ GÜVENCESİ PROTESTOSU

MERSİN KAMU-SEN İŞ GÜVENCESİ PROTESTOSU

Tarih 26 Haziran 2014, 23:56 Editör

Türkiye Kamu-Sen Mersin İl temsilciliği sokakta basın açıklaması yaparak, hükümet yaslaştırmak istediği tasarıyı protesto etti.

MERSİN KAMU-SEN İŞ GÜVENCESİ PROTESTOSU

 

Türkiye Kamu-Sen Mersin İl temsilciliği sokakta basın açıklaması yaparak, hükümet yaslaştırmak istediği tasarıyı protesto etti.

 

 Türkiye Kamu-Sen il temsilcisi Tevabil AKINCI basın açıklaması yaptı.

 

 Açıklama aynen şöyledir:

 

“Değerli basın mensupları ve kamu görevlisi arkadaşlarım,

 

 Yıllardan beri yetersiz kaynakla, elverişsiz şartlarda, düşük ücretle hizmet yürüten memurlarımız, art niyetli saldırıların hedefi olmakta, asılsız iftiralara maruz kalmaktadır.

 

Memurluk mesleğine karşı yapılan bu saldırıların altında bir tek hedef yatmaktadır: Memurların bugüne kadarki en büyük kazanımı olan iş güvencelerinin ellerinden alınması.

 

Kamu çalışanlarının haklarını geriletecek, iş güvencesini ortadan kaldıracak birçok kanun tasarısının gündemi meşgul ettiği bir dönemi yaşıyoruz.

 

Bir çalışan için kazanılmış en büyük hak, iş güvencesidir.

 

İktidar, geldiği günden beri memurluk güvencesini ortadan kaldırarak güvensiz ve güvencesiz bir çalışma hayatı oluşturmak için altyapı hazırlamakta, türlü söylemlerle kazanılmış haklarını yok edecek uygulamalarla, memurlarımızı adeta bir ateş çemberinin içine atmak istemektedir.

 

Devlet memurlarının, iş güvencesine sahip olmasının sebebi nedir?

 

 İktidar bu iş güvencesinden neden rahatsız olmaktadır?

 

 Devlet memurları, son on iki yılda bir kısım uygulamalarla kısıtlansa da doğruları yapma cesaretine sahip tek büyük kitledir.

 

Siyasetçinin, gücü ne olursa olsun, devlet memurları üzerindeki etkisi sınırlıdır.

 

Çünkü idarenin her türlü uygulaması yargı denetimine açıktır.

 

İç hukuk yollarının tükenmesi halinde uluslararası mahkemelere gitme yolu da açıktır.

 

Ayrıca, sendikaların olayları yakın takibi, üyeleri adına müdahil olabilmesi de pek çok hukuksuz uygulamayı engellemektedir.

 

Bütün bunlar, İktidarın memurlar üzerinde isteği sonucu almasının önünde en büyük engellerdendir.

 

Oluşturduğu yandaş, teslim olmuş sendikalara rağmen kamu çalışanlarının hâla büyük kesimi diğer sendikaların üyesidir.

 

İktidarın oluşturmaya çalıştığı parti devleti bir türlü oluşturulamamıştır.

 

İşte, bu sebeplerle Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuranlar, siyasi iktidarların baskılarından uzak, devletin ve milletin haklarını koruyabilmeleri amacıyla devlet memurlarına, diğer çalışanlardan farklı olarak iş güvencesi hakkı vermiştir.

 

İş güvencesi, devlet memurlarının geleceğinden çok, ülke ve milletin menfaatlerinin ve geleceğinin gereğidir.

 

 

Bütün bu gerçekler ortadayken önce sözleşmeli ve 4/C’li esnek istihdam uygulamasıyla memurluk güvencesini yok etmeye çalıştılar.

 

 Ardından taşeronlaşma yoluyla memurların görevlerini taşeron işçilerine devrettiler.

 

 Rotasyon uygulamasını, memurları oradan oraya sürmek ve baskı altında tutabilmek için bir araç olarak kullandılar.

 

 Ülkeyi parti devletine dönüştürmekte kararlı olan iktidar, şimdi de memurların görevden alınmalarında yargı kararıyla geri dönme haklarını gasp etmek istiyor.

 

Yani görevden alınanlar davaları kazansalar bile eski görevlerine dönemeyecek, yargı kararlarını uygulamayan idareciler hakkında ise ceza soruşturması açılmayacaktır.

 

Böyle bir uygulama hukuk devletinin katledilmesi, iktidarın hukuku askıya alması ve memurun iş güvencesinin yok edilmesi demektir.

 

Kamu görevlilerinin ve vatandaşların hukuksuz muameleyle karşı karşıya kalmaları durumunda başvuracakları yegâne yol, yapılan yanlışların yargı kararlarıyla düzeltilmesini sağlamaktır.

 

Şimdi ise memurlarımızın yargı yoluyla idari hataları telafi etme hakları kısıtlanmakta, iş güvenceleri ellerinden alınmaktadır.

 

Hatalı bir atama durumunda memurlar ne yapmalı, nereye başvurmalıdırlar?

 

Vatandaşların, idarenin yanlış kararları karşısında korunması ancak yargının kararlarına saygı duymak, hukukun üstünlüğünü kabul etmekle sağlanır.

 

Hukuk kurallarının uygulanmadığı, yargı kararlarının hiçe sayıldığı bir yerde düzenden, kuraldan ve adaletten söz etmek mümkün değildir.

 

Ülkeyi tek eline alma konusunda kararlı olan iktidar, memurların yargı yolunu kapatarak demokrasiye darbe vurduğunu ve adalete olan güveni sarstığını görmek zorundadır.

 

Adalet, devletin temelidir ve bu temel ancak yargının, hukukun verdiği kararların uygulanmasıyla ayakta kalabilir.

 

17 Aralık’tan beri savcılar, hâkimler, emniyet müdürleri, polisler, memurlar oradan oraya sürgün edilmektedir.

 

 

Bu tasarı ile AKP’nin işine gelmeyen bir işlemde, bütün memurların aynı şekilde görevden alınması, işten çıkarılması ve sürgün edilmesinin önü açılmaktadır.

 

Böyle bir uygulamayı kabul etmemiz mümkün değildir.

 

 İktidar yaptığı yanlışı görmeli, Türk memuru sürüklendiği uçurumun farkına varmalı ve derhal bu sevdadan vazgeçilmelidir.

 

Tayin hakkı olmayan, aile bütünlüğümüzün korunmadığı, her türlü baskıya ve istismara açık, yarınımızın belli olmadığı, geleceğimizin karartıldığı, güvensiz ve güvencesiz çalışmayı kabul etmiyoruz.

 

Buradan iktidarı uyarıyoruz.

 

Bu eylem bir başlangıçtır.

 

 İktidarın memurlara karşı takındığı bu düşmanca tutum değişmediği, bu tasarı geri çekilmediği takdirde, hiç görmedikleri tepkiyi göstereceğimizden kimsenin şüphesi olmamalıdır.

 

Memurların da daha fazla hak kaybına tahammülü kalmamıştır.

 

Bu tasarı, bir anlamda memurların yaşam hakkına yapılan saldırıdır.

 

 Bundan sonra yapacağımız her eylem de meşru müdafaa anlamı taşıyacak ve hiçbir sınır tanımayacaktır.

 

Memurun varlığına yapılan bu hayâsız saldırının durmaması halinde Türkiye'nin her noktasında memurun sesini, gücünü ve kararlılığını herkesin hissedeceğinden kimsenin şüphesi olmamalıdır.”

 

Tevabil AKINCI

İL TEMSİLCİSİ

Delicious  Facebook  FriendFeed  Twitter  Google  StubmleUpon  Digg  Netvibes  Reddit

EKONOMİ

ÜRETİCİYE YAPILAN İHANETİN BEDELİ ÇOK AĞIR ÖDENİR!

ÜRETİCİYE YAPILAN İHANETİN BEDELİ ÇOK AĞIR ÖDENİR! Anamur ve Bozyazı Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş çilekte oynanan oyunlarla ilgili açıklama yaptı.

TAVUK ETİ ÜRETİMİ VERİLERİ AÇIKLANDI

TAVUK ETİ ÜRETİMİ VERİLERİ AÇIKLANDI Tavuk eti üretimi 172 bin 823 ton, tavuk yumurtası üretimi 1,7 milyar adet olarak gerçekleşti.
2024 yerel seçim değerlendirme-225 Nisan 2024

Sponsor Alanı


SON HABERLER

Sponsor Alanı

 

Son Dakika Haber

Sponsor Alanı

 

Her Hakkı Saklıdır - 2012 (Fatma ARIKAN)
RSS Kaynağı | Anasayfa | İletişim

Altyap?: MyDesign Haber Sistemi