| |||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||
Sponsor AlanıAna MenüSponsor AlanıSponsor AlanıEN ÇOK OKUNANLARHAVA DURUMUSaatSponsor AlanıZiyaretçi Bilgileri
|
İftarda ne yiyelim-sahurda ne yiyelim?: Birbirimizi!Ramazan'da ne yiyelim telaşı, mübarek ay girmeden başladı, çarşı-pazar gezildi... İftarda ne yiyelim-sahurda ne yiyelim?: Birbirimizi! Ramazan’da ne yiyelim telaşı, mübarek ay girmeden başladı, çarşı-pazar gezildi… Yiyecek fiyatlarının artırıldığı gündeme geldi… Lâkin Ramazan’dan hemen önce açıklanan enflasyon verileri “fiyat artışlarının” yalan olduğunu gösterdi. Hayır, artış-martış yoktu, enflasyon düşüş eğilimindeydi. Bilhassa yiyecek fiyatları gayet makûl seviyelerde seyrediyordu. Hal böyle olunca, vatandaşa da arkasına yaslanıp, yemek programlarını seyretmek düşüyordu… Keyifle! Nitekim zaten yıl boyu devam eden yemek programları Ramazan’ın girmesiyle tavan yaptı. Tabii dinî programlar da… Günün saatlerini şöyle paylaştılar: Öğlene kadar dinî program, öğleden sonra yemek programı, iftara yakın, sahurda ve sahur sonrası hemen hemen bütün kanallar dinî program… Yemek programlarında, biyandan, bilmediğimiz-duymadığımız envai çeşit yemeğin nasıl yapıldığı anlatılırken, biyandan da, “İftarda ne yemeli, sahurda ne yemeli?” sualleri soruluyor. Aynı sor, ana haber bültenleri için muhabirlerce diyet uzmanlarına yöneltiliyor. Uzmanlar ve aşçılar, büyük fedakârlık gösterip canla-başla anlatıyorlar, anlatmaktan helak oluyorlar… Her Ramazan bunu yapmak zorunda kalıyorlar. Oysa bunlara, bu gayretlere hiç gerek yok… Hiç zahmet etmeyin! Müslümanlar ne yiyeceklerini bilirler: Birbirlerini! x x x Ramazan’ın ikinci günü İstanbul’da, üçüncü günü Midyat’ta bombalar patladı, katliamlar oldu. Üçüncü gün, Hakkari’de iki korucu öldürüldü. İstanbul’da şehit olan polislerin cenazesine katılan Ana Muhalefet Liderine, Fatih Camiinde mermili tehdit vuku buldu, CHP’nin çelengi parçalandı. Bütün memlekette aşırı bir gerginlik, birbirini bir kaşık suda boğacak öfke söylemleri… Bu arada, dinî programlarda; “hoşgörü”, “kardeşlik”, “barış”, “huzur”, “Ramazan coşkusu”, “iyi insan nasıl olur?” öğütleri, tarihteki iyi insanların bitmez tükenmez menkıbeleri, kıssadan hisseler. Akif’in deyimiyle “yarım hisse” alan nerede? x x x İslam âlemi de birbirini yemekle meşgul Irak’tan Afganistan’a bütün İslam coğrafyasında bombalar patlamaya devam ediyor. Suriye’deki kardeş katliamları hız kesmiyor. Suudi Arabistan, Batı’dan aldığı silahlarla, güneyindeki masum Yemen halkına hayatı cehennem etmeyi sürdürüyor. Yemen’deki katliamları, Kudüs TV hariç Türk medyası görmüyor. Kâfir Batı medyasından Euronews, “Unutulan Savaş” adlı bir belgesel yapmış, haftalardır yayınlayarak dünyanın ilgisini bu felakete çekmeye çalışıyor. Belgeselin bir yerinde, derme-çatma, yıkık-dökük evinde pişirecek hiçbir şeyleri olmadığını gösteren Yemenli kadın, “Allah’a dua etmekten başka bir çaremiz yok” diyor. x x x Ramazan coşkusu, ramazan sevinci… Barış, kardeşlik, hoşgörü, dayanışma… İftarda ne yiyelim, sahurda ne yiyelim? x x x Hasan Celal Güzel çoook uyarmıştı, şimdi nerede? Sabah gazetesinde yazıyor, hafta bir akşam da TV8’e çıkıyordu. “Çözüm süreci” başlarken ve devam ettiği esnada, “bunun yanlış olduğunu, bitmek üzere olan PKK’nın toparlanmasına fırsat verileceğini” defalarca yazdı, söyledi. Tabii bunu söyleyen yalnız Güzel değildi fakat diğerleri muhalif olduğu için sözleri itibar göremezdi. Hasan Celal Güzel ise, hem iktidarın “amiral gemisi”nde yazıyor, hem de o dönemde eşi Ülker Güzel AKP milletvekiliydi. Yani Güzel, iktidara soooon derece yakındı. Sözleri itibar görmeliydi. Samimi bulunmalıydı. Bakın o dönemde neler söylemiş: “PKK-KCK'nın bu süreci istismar etmeye çalıştığı ve nihaî hedefe ulaşmak için kullandığı, açıkça ortaya çıkmıştır. Şöyle ki; - PKK militanları halk arasına karışıp özel güvenlik güçleri örgütlemeye girişmişler; - Güneydoğu'da yeniden güç odağı hâline gelen PKK, bölgenin hâkimi gibi görülmeye başlamış ve bu yüzden örgüte karşı olan unsurlar da baş eğmek zorunda bırakılmışlar; - Dağa militan gönderme faaliyetleri hızlandırılmış; - Yeniden yol kesme, vergi adı altında haraç alma eylemlerine başlanmış; - Kısaca, federatif devlette dahi bulunmayan bir özerk yönetim gerçekleştirilmeye girişilmiştir.” (24 Temmuz 2013) “Eğer 2013 başında terörle mücadelede ani bir karar değişikliğine gidilerek 'Görüşme Süreci' yanlış şekilde başlatılmamış olsaydı, bugün terör örgütünden de terörist başından da bahseden olmayacaktı. Zira Başbakan Erdoğan'ın terörle başarılı mücadelesinin neticesinde terörist sayısı 5000'in üzerinden 500'ün altına kadar inmişti ve PKK-KCK terör örgütü tükenmek üzereydi. 'Görüşme Süreci' üç ay erken başlatılmış, PKK-KCK terör örgütünün tekrar kendini toparlayıp palazlanmasına imkân verilmiş, terörist başı ve terör örgütü taraf haline getirilmiş, teröristlere itibar kazandırılırken nüfusun çoğunluğunun gönlünün kırılmasına sebep olunmuştur.” (5 Eylül 2013) Şimdi… Bunları kim yazıyor? Eşi o dönemde AKP vekili olan, yarım asırlık devlet tecrübesi sahibi Hasan Celal Güzel! Nerede yazıyor? İktidara en yakın gazetede! Hakikatler bu kadar açıkken, Terör örgütünü kimin “palazlandırdığı” ortadayken, teröristlerin polislerimizi şehit etmesinde CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir kabahati olabilir? Çözüm sürecini başlatarak, Güzel’in deyimiyle, “teröristlerin toparlanmasına” o mu meydan verdi? x x x Güzel nerede? Hasan Celal Güzel’in, Sabah’taki son yazısının tarihi, 13 Mayıs 2014… İki yılı geçmiş. İnternette başka bir yazısına da rastlamadım. Televizyonlarda da gözükmüyor. Nerelerde? Son hadiseler üzerine söyleyeceği bişey yok mu? Yorum-Analiz: İsmail Hakkı Cengiz
|
Sponsor AlanıSON HABERLERSponsor AlanıSon Dakika HaberSponsor Alanı |
|||||||||||||||||||
Her Hakkı Saklıdır - 2012 (Fatma ARIKAN) Altyap?: MyDesign Haber Sistemi |