• Anasayfa
• Anamur
• İlçemiz Tarihçesi
• Tarım
• Turizm
• Tarihi Yerler
• Anamur'da Yaşam
• Ulaşım
• Anamur İlçe Haritası

                 BEBEK ÖLÜMLERİ KARMAŞASI

 

Mersin Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Gürbüz ŞEN bebek ölümleri hakkında açıklamalarda bulundu…

 

Yapılan açıklama aynen şöyledir:

 

“Değerli basın mensupları,

 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2009 yılından itibaren Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS) veri tabanında yer alan ölüm verisi ile TÜİK tarafından derlenen ölüm nedeni verisini kullanarak Türkiye geneli için ölüm verisi yayımlamaya başlamıştır.

 

MERNİS’in dinamik bir yapıya sahip olması nedeniyle ölüm istatistikleri geriye dönük olarak güncellenmektedir. 2011 yılına ilişkin ölüm istatistiklerinin 28.02.2013 tarihi itibariyle güncellenmiş verileri ile 2012 yılı ölüm istatistikleri aynı tarih itibariyle verilmiştir. Bu istatistiklerde bebek ölüm hızı gebelik haftası olarak 22 hafta ve üzeri canlı doğup ölen bebekler esas alınarak hazırlanmıştır. Dünya sağlık örgütü de yayınlarından anlaşıldığı üzere bu istatistik verisini kullanmaktadır. TÜİK verileri 22 hafta ve üzeri bebek ölümlerini gösterdiğinden 22 hafta ve üzeri bebek ölümlerini dikkate alırsa ülkemizde 2011 bebek ölüm hızı TÜİK verilerine göre binde 11,7, 2012 bebek ölüm hızı ise binde 11,6’dır. Yine TÜİK verilerine göre bebek ölümleri 1988 yılında binde 77,7 iken 2003 yılında binde 29, 2008 yılında binde 17 olarak açıklanmıştır.

 

Sağlık bakanlığımız 2011 yılı bebek ölüm hızını açıklarken Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, verilerini kullanmıştır. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Bebek, Neonatal ve Beş yaş altı çocuk ölüm hızları hesaplanırken 28 hafta ve üzeri ölümleri dikkate almıştır. 2011 yılından önce ise 22 hafta ve üzeri ölümler dikkate alınıyordu. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi bu durumu; Yapılan revizyonla 28 hafta ve üzeri ölümler dikkate alındı. Revizyon yapılırken Türkiye Halk Sağlığı Kurumu idari kayıtları, Uluslararası raporlar ve TNSA(Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması) verileri kullanıldı şeklinde açıklamıştır.

 

22 hafta ve 28 hafta arasında perinatal bebek ölümleri açısından binde 4 lük bir oran vardır. Bu nedenle bebek ölüm hızlarını kıyaslarken istatistikî açıdan bu durum dikkate alınmalıdır. Bakanlığımız bebek ölüm hızını açıklarken 28 hafta ve üzeri ölümler dikkate alınarak hesaplanmıştır deseydi bu karışıklık olmayacaktı.

 

Bebek ölümleri daha önce 5 yılda bir yapılan Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmaları (TNSA)  ve yapılan diğer araştırmalarla izlenmekteydi. Aile hekimleri kendilerine kayıtlı tüm bebekleri, anneleri izlem aralıklarında yakından takip etmekte ve yapılan tüm işlemleri elektronik olarak kayıt altına almakta ve bakanlığımızla paylaşmaktadır. Bu nedenle sağlıkla ilgili tüm istatistikî verilere her an ulaşmak ülkemizde mümkündür. Dolayısıyla her bebek ölümünün ayrıntılı olarak incelenmesi ve bebek ölümlerinin önlenmesinde projeksiyon yapmak bugün çok daha kolaydır.

 

Dünyada Fetüsün yaşatılabilmesi için kabul edilmiş ortak bir alt sınır yoktur, buda ülkeler arası farklı perinatal mortalite hızlarının hesaplanmasına neden olmaktadır. Japonya perinatal mortalite hızını hesaplarken 13. gestasyon haftasını, Belçika ve Amerika Birleşik Devletleri ise 20.gestasyon haftasını alt sınır olarak kabul etmektedir. Ülkemizde Türk Neonataoloji Derneği tarafından 1999 yılında yapılan çok merkezli perinatal mortalite çalışması öncesinde bu alt sınır; 22 gestasyon haftası veya 500 gr doğum tartısı olarak belirlenmiştir.

 

Ülkemizde geçmişte ve şimdi bu yaklaşıma rağmen Sağlık Bakanlığının neyi amaçladığına umarız yetkililer cevap vereceklerdir.

 

 

Bugüne baktığımızda aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları anne bebek sağlığı açısından kendilerine kayıtlı tüm anne ve bebeklere ulaşmakta danışmanlık, gebe izlem, bebek izlem ve aşılamada çok başarılı çalışmalar yapmaktadırlar. Ancak aile sağlığı merkezlerimize aile planlaması için bakanlığımızca temin edilen doğum kontrol hapı, kondom, aylık ve üç aylık koruyucu iğneler gibi malzemelerin temininde büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu malzemeye ihtiyaç duyan ve temin edemeyenler nedeniyle istenmeyen gebelikler, 35 yaş üstü riskli gebelik sayıları her geçen gün artmakta ve bu durumda bebek ölüm hızına yansımaktadır. 2011 ve 2012 yıllarında TÜİK verileri incelendiğinde bu artış görülmektedir. Koruyucu sağlık hizmeti kapsamında ve istenmeyen gebelik ve oluşabilecek bebek ölümlerinin önüne geçmek için bu malzemelerin temini ve ücretsiz dağıtılması büyük önem taşımaktadır.

MAHDER olarak birinci basamak sağlık hizmetlerde koruyucu sağlık hizmetlerinin önemine her zaman dikkat çekmekteyiz. Bakanlığımız aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarının iş yükünü arttırmakta ve her geçen gün yeni angaryalarla karşılaşmaktayız. Torba yasayla aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına mesaileri sonrası nöbet yazılması koruyucu sağlık hizmetlerinde aksamalara ve bebek ölümlerinin artmasında bir risk faktörü olabilecektir.

 

Aydıncık’ta 3 (üç) aile hekimi arkadaşlarımız hafta içi aile hekimliği yapacaklar kendilerine tüm hafta sonları ise Aydıncık devlet hastanesinde acilde nöbet tutturulmak istenmektedir. Bu durum aile hekimi arkadaşlarımıza mesaisi dışında ayda 60 saat daha çalışması demektir. Torba yasada asgari 8 saat diye ısrar edilmesinin sebebi anlaşılmaktadır.. Arkadaşlarımız ayda 220 saat mesai yapacak demektir. Bu uygulama sağlıklı bir uygulama değildir. İlimizde sürekli sıfır nüfuslu aile hekimliği birimi açılacağına öncelikle hekim ihtiyacı olan bu yerlere yerleştirme yapılmalıdır. Aile Hekimliği uygulamaları her il ve ilçede keyfiyetle uygulanmaktadır. Son yıllarda ASM çalışanları tükenmişlik sendromu yaşamaktadır. Aile hekimleri sistemden çıkarsa birinci basamak sağlık hizmetleri sunulamayacaktır. ASM ler ve tüm malzemeler bize aittir.

 

Bakanlığımız sistemden çıktığımızda hizmet verecek bina ve malzeme bulamayacaktır. Bu nedenle sabrımızın sonunda olduğumuzu kamuoyuna bildiririz.

 

Sağlıklı sağlık politikalarıyla sağlıklı yaşayan ve sağlıkla yaşlanan Türkiye istiyoruz.

 

Saygılarımla.”

 

Dr. Gürbüz ŞEN

Mersin Aile Hekimleri Derneği Başkanı