• Anasayfa
• Anamur
• İlçemiz Tarihçesi
• Tarım
• Turizm
• Tarihi Yerler
• Anamur'da Yaşam
• Ulaşım
• Anamur İlçe Haritası

Çevre ve Tüketici Hakları Koruma Derneği Başkanı Mustafa GÖKTAŞ’tan herkesi ilgilendiren açıklamalar…

 

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, akaryakıt başta olmak üzere getirilen zamlar ile Suriye den gelenlere sınavsız üniversite konusu dâhil birçok uyarı yaptı, talepte bulundu.

 

“Vatandaşa acıyın biraz”

 

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Yıllardır söylüyorum. Zengin ve fakirden eşit miktarda alınan adına dolaylı vergi denilen ÖTV, KDV gibi vergiler adil değil. Anayasanın 73. maddesine aykırı olduğu için dolaylı vergi değil, dolaylı soyguna dönüştü. Ama kimseye dinletemiyoruz. Bugün gelinen noktada hükümet açıklıyor. Tedbir paketimiz diyor. Neyin tedbiri, nasıl bir tedbir, kime göre bu tedbir? Böyle şey olmaz. Devlet israfı önlemeli, gereksiz yatırımın önünü kesmeli, lüks harcamadan kaçınmalı, makam arabası saltanatından vazgeçmeli, lojman saltanatından, vali konağı, hükümet konağı, adalet sarayı, hekim evi, öğretmen evi, ordu evi, polis evi gibi birçok harcamanın önüne geçmeli. Her iki yıla bir makamların tefrişatları ve mobilyalarının değişmesinin önüne geçmeli. Elektrik başta olmak üzere birçok alandaki kayıp ve kaçağı önlemeli. Kayıt dışı istihdamı önlemeli. Sağlıkta tasarrufa gidip, milletin canının söz konusu olduğu olayda musluğu kısacaksınız, ülkenin her yerinde inşaat yapılıyor diye müteahhit firmalara musluğu açacaksınız. Bunun mantığı yok. Vatandaşın alım gücü düşmüştür. Vatandaş yeni gelen zamların geri çekilmesini istemektedir. Bu zamlar, gerek vergilerde, gerek harçlarda ve gerekse diğer tüm ücretlerde haksız ve adaletsizdir. Bu zamlar geri çekilmeli, harçlar ve vergiler gözden geçirilmelidir ” dedi.

 

     

 

“Ülkemizin insanı üvey evlat mı?”

 

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “ Basından öğreniyoruz ki, Suriye den gelen sığınmacı mültecilerin kendilerine ve çocuklarına üniversitelerin kapısı açılıyor. Sınav yok, belge istenmiyor, buyurun gelin okuyun deniyor. Böyle ciddiyetsizlik olur mu? Bu hangi mantık ve düşüncenin ürünü? Benim ülkemin vatandaşı üvey evlat mı? Yıllardır Okul, Dershane, özel hoca üçgeninde soydurduğumuz ve oylum, oylum oydurduğumuz vatandaşımız  (velimiz, öğrencimiz, ailelerimiz) in ne suçu var? Madem sınavsı, belgesiz üniversitenin kapısını açıyorsunuz, öncelikle kendi ülkemizin çocuklarına açın. İlkokuldan başlıyor lise sona kadar sınav, dershane, özel hoca, okul üçgeni içinde ömür tüketiyor. Günah değil mi? Bu adil olmayan, eşitlik ilkesine ters olan, eğitim ve öğretim fırsatlarına aykırı olan tutumun elden geçmesi lazım. Suriye den gelenlere böyle bir hakkı tanıyorsanız, bundan böyle bizim çocuklarımıza da bu hakkı tanıyınız. Bizim suçumuz ne? Bu ülke insanının suçu ne? Üniversiteye girmek ve hayatta başarılı olmak için çaba harcayan, bir ömrünü harcayan, servetini harcayanların suçu günahı ne? Okuyacağım adam olacağım derken o sınav, bu sınav, o dershane, bu okul, bu hoca diyerek bunalıma girip canına kıyanlar ne olacak, onların mağdur aileleri ne olacak? Bu kararın gözden geçirilmesi, Suriyelilere bu hakkın verilmemesi, veriliyor ise, bu hakkın tüm ülkemizin çocuklarına da verilmesini talep ediyoruz” dedi.