• Anasayfa
• Anamur
• İlçemiz Tarihçesi
• Tarım
• Turizm
• Tarihi Yerler
• Anamur'da Yaşam
• Ulaşım
• Anamur İlçe Haritası

     Anamur'da günlük olarak yayın yapan Yeni Anamur Gazetesi yayın sahibi ve köşe yazarı Zümrüt Cömertler 17 Eylül'deki yazı dizisinde yekililere seslenerek Şehit Cenazesini konu alan bir yazı kaleme aldı.

     İşte o yazı;

     BİR SLOGANDA BEN ATAYIM…

     “TÜRK, KÜRT KARDEŞTİR. ARAMIZA GİREN KALLEŞTİR”

    Biz küçükken, ana- babalarımızdan duyduğumuz, daha sonra okullarda öğretildiği gibi ve iş hayatına atılınca daha çok idrak ettiğimiz gibi şehitlik mertebesi, bu memleket için savaşarak cephede ölendir.

    Bu toprakların bütünlüğünü sağlanan yıllarda, kısacası milli mücadele yıllarında bu ülke Atalarımızın şehit kanlarıyla sulanarak bu hale getirildi.
Şimdi ise çok farklı!..

    Her gün duyduğumuz şehit haberleri , sanki toplumun belli bir kesimince olağan karşılanıyor hissine kapılıyorum..

    Şehide saygı. Bayrağa saygı. İstiklal Marşımıza saygıyı yitirdiğimiz günleri yaşıyoruz gibime geliyor..

    Bunları neden yazmama,yada bu hisse kapılmam için bir yığın neden var..

    Gencecik Anadolu çocuklarının ne uğruna, kimler tarafından bir kahpe kurşunla şehit edildiği kadar, şehitlerimizi uğurlarken milli duygularımıza gem vurulmak istenmesi derin yaralar açıyor içimizde..

    Elbette mesleğim gazetecilik olunca, gördüklerimi ve hissettiklerimi sizinle paylaşabilmem binlerce, hatta milyonlarca insana göre daha kolay oluyor..

    Ama bizlerde halkın haber alma hakkını en doğru şekilde verebilmek için, çoğu zaman canımızı,dişimize takıp çalışıyoruz..

    Her insanın bir mesleği olduğu gibi; bizim mesleğimiz de bu işte..

    Bazen yetkililer tarafından bile horlanmanın yanı sıra, siyasileri mutlu edecek haberler ve köşe yazıları yazmadığınız zaman tu kaka olursunuz, onların nazarında, ya da eleştirisel bir yazıda yeri göğü ayağa kaldırırlar..

    Tüm olumsuzluklara rağmen, iyi günleri de, kötü günleri de, en acılı günleri de,olumlu olayları da olumsuzları da yazmak durumundayız..

    Çünkü biz gelişmeleri,herkesin gözüyle görmek durumundayız..

    Geçen hafta içerisinde 25 yaşında şehit verdiğimiz Hakan Balta’yı uğurlarken bunların yaşanmaması gerekir dedirtecek birkaç dipnotu sizlerle paylaşmak istiyorum..

    Herkesin bildiği gibi birçok ailenin yaşamak için Anamur’u tercih etmelerinin en önemli sebeplerinin başında “ Anamur’un huzurlu bir kent olması” geliyor..

    Ancak bunu bilmeyen, yada bilmezden gelenler şehidimizin uğurlanma törenlerinde Çevik kuvvet görevlilerini Anamur’a yığdılar,hadi güvenlik anlamında diyelim ki yerinde bir karar..

    Ya Çevik kuvvet ekiplerinin ellerindeki biber gazları ve naylon kelepçeleri insanların gözünün içine sokar gibi taşımalarına ne demeli..

    Acıların en büyüğünü yaşayan şehit babasının , bir çevik kuvvet polisi tarafından yakasının toplanarak itilmesine, belediye görevlileri müdahale etmeseydi ne olacaktı..

    Şehidimizin babasının yerine, siz kendinizi bir saniyelik de olsa koyarsanız ne demek istediğimi bal gibi anlarsınız..

    Kimisi askerden yeni gelmiş, kimisi askere gitmek için gün sayan CHP, MHP ve Yıldırım Beyazıt mahallesinin gençlerinin attığı sloganlara tepki gösteren ve gençlere “ s.. gidin buradan çakallar”, diyen çevik kuvvette görevli polislere” MHP İlçe başkanı müdahale ederek sert tepki göstermeseydi neler olacaktı acaba…

    Atılan sloganlara bakar mısınız CHP’li gençler “ Kahrolsun PKK, işbirlikçi AKP”

     Ülkücü gençler” Türkiye Türk’tür. Türk Kalacak”

     Göçmen Mahallesi gençleri “ Asker’e uzanan eller kırılsın”

     Ne var yani..bu sloganlarda…

     Birbirleriyle, sen sağcısın, sen solcusun demeden kol kola giren, acılarını dışa vuran, kendilerini şehidimizin yerine koyan bu gençler iki üç slogan atsa ne olacaktı.

    Gök-Kubbe yere mi inecekti…

    Yine Otogardaki törenlerde şehidimizin naaşına vatandaşları yanaştırmamak, gazetecilerin fotoğraf çekmelerine engellemek için, hem sözleriyle, hem de itip kalkmalarıyla hiç de hoş olmayan ve fotoğraf karelerine çirkin görüntü veren güvenlik görevlilerine, vatandaşların sözlü tepkileri de aynı sertlikte oldu..

     “ Burada protokol uygulanamaz, bu şehit bizim şehidimiz aramıza set çekemezsiniz”

     Sonra Ne Oldu..

     Şehit babasının yakasını toplayacak kadar ileri giden güvenlik görevlisi kendine geldi…

     Olumsuzluklar tören alanında bitmedi elbette..

     Ne Serkan, ne de Atanur şehidimizi yolcu ederken görmediğimiz, Hakan Şehidimizin defin işlemi sırasında da şimdiye kadar alışık olmadığımız görüntülerle karşılaştık..

    Mezarlıkta ilk kez coplu, kalkanlı,biber gazlı jandarmalar gözümüze çarptı..
Ne var yani şehit sizin kadar bizim de şehidimiz, istediğimiz gibi milli duygularımızı dışa vurmayacak, göz yaşlarımızı akıtamayacak mıyız?.

    Uğruna binlerce şehit verdiğimiz onurumuz, özgürlüğümüzün simgesi ay yıldızlı bayrağımızı gökyüzüne doğru dalgalandırırken, slogan atamayacak mıyız?.

    Hele’de attığımız sloganlar,ülkenin birliğini ve bütünlüğünü içeren sözlerden ibaretse..

    Karşı karşıya gelmenin hiçbir anlamı yok..

    Yüreğine kor düşen şehit anasının fotoğrafları ağlarken de, gülerken de, alkışlarken de.. kendini yere atarken de çekilebilir..

    Biz, gülsek de, kendimizi yere atsak da..

    PKK aynı PKK… hainler aynı hainler..

    Onlarda..

    Ne acıma nede, sevinme hisleri kalmış..

    Hainlerin gözlerini, hatta tüm benliklerini yalnızca,kin bürümüş..

    Bilmem anlatabildim mi..

    Onun için bırakın da milli duygularımızı birbirimize kenetlenerek yaşayalım..

    Yazıyı bitirirken bir sloganda ben atayım..

    “TÜRK, KÜRT KARDEŞTİR, ARAMIZA GİRENLER KALLEŞTİR”

    Şehit haberlerinin yalnız Anamur’a değil, Ülkemizin hiçbir bölgesine gelmemesi dileğiyle..

    Sevgiyle Kalın..