NEREYE GİDİYORUZ?


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 19 ?ubat 2012
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 17:24
Site: gazete anamur
URL: http://www.gazeteanamur.com/yazar.asp?yaziID=52


  KKTC de herkes suçlu mu?

 

Dün bir okurumdan aldığım aşağıdaki yazıyı, yorumsuz olarak sizlerle paylaşıyorum...   Kamil Özkaloğlu

 

“Gary Robb isimli bir İngiliz vatandaşı KKTC’de tatil köyü inşa edip ev sattığı için Rum Mahkemeleri tarafından 10 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Suçu KKTC yasalarına güvenmek ve KKTC tapusunu dikkate alarak iş yapmak...

 

O zaman sormak gerekiyor. Rum Mahkemeleri KKTC yasalarına uygun işlem yapan ve KKTC tapusunu geçerli kabul eden herkesi 10 yıl hapse mahkûm edecek mi?

 

     Kimdir Gary Robb?

 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde KKTC yasalarına güvenerek iş yapan, tatil köyleri yapıp satmak için girişimde bulunan bir İngiliz vatandaşı.

Kıbrıs’ta çalışmalarını sürdürürken İngiltere’de uyuşturucu suçları işlediği ortaya çıkmış. İngiliz polisinin talebi üzerine İngiltere’ye iade edilmiş orada yargılanıp hapse mahkûm olmuş.

 

Buraya kadar her şey normal... Ancak bu noktadan sonra anormallikler başlıyor. İngiltere Hükümeti cezasını kısmen çeken Gary Robb’u KKTC’ye değil Rum Yönetimine iade ediyor. Çünkü Sn. Mehmet Ali Talat, Orams davasında KKTC’nin bağımsız bir devlet olduğu düşüncesi içinde davayı savunmamış, KKTC topraklarının Rum Yönetiminin kararı ile AB ye girdiğini ve Rum Yönetiminin Kuzeyde söz hakkı olduğunu kabul etmiş. AB Mahkemesi (ABAD) de Rum Mahkemelerinin Kuzeyde meydana gelen olaylarda yetkili olduğuna karar vermiş.

 

Sn. Talat Kıbrıs’ta tek halk, tek egemenlik olduğunu kabul ederek KKTC’nin egemen bir devlet olması talebi olmadığını da açıklamış. Böylece tüm dünya KKTC topraklarının Rum devletine ait fakat işgal altında bir bölge olduğunu algılamış. Bu durumda İngiltere ne yapsın? Resmi ağızları yasal bir devlet olmadığını kabul eden, dolayısıyla işgal altında bir bölge olduğunu itiraf eden bir kuruluşa değil yasal olduğunu ısrarla öne süren Rum Yönetimine Gary Robb’u teslim etmiş. 

 

Gary Robb’un İngiltere’den sonra bir süre de Rum hapishanesinde yatıp cezasını tamamladıktan sonra Rum Hükümeti bu sefer onu Kuzeyde yaptığı işlerden dolayı yargılamaya başlamış. Rum yönetimi yasalarına göre değil de KKTC yasalarına uygun hareket ettiği için onu suçlayarak 10 yıl hapse mahkûm etmiş.

 

Bu durumda nasıl bir tablo ortaya çıkıyor dersiniz?

 

KKTC bir devlettir. Türkiye dışında diğer devletler tarafından tanınmasa bile bir devlet olarak hareket etmektedir. Yapılan işlemler bir devlet kimliği altında yapılmaktadır. Devlet olmayan kuruluşların tapu vermek gibi bir fonksiyonu olamaz. Gary Robb da KKTC bir devlet olduğu için KKTC de ev inşa etmeye ve mal alıp satmaysa başlamıştı. O tarihte bu devletin başında Sn. Mehmet Ali Talat bulunuyordu. Hükümetin başında ise Sn. Ferdi Sabit Soyer vardı. Bu durumda Gary     Robb’un yaptığı suçsa bu devletin başında olanların da aynı derece suçlu olması gerekmiyor mu? Yarın Gary Robb Rum Mahkemesinin kararını istinaf ederse ve “esas suçlular Mehmet Ali Talat ve Ferdi Sabit Soyer’dir benim onların başında bulunduğu devletin yasalarına uygun hareket etmekten başka bir kusurum yoktur. Onların egemenliklerinden vazgeçeceklerini devletleri yokmuş gibi hareket edeceklerini nasıl bilebilirdim? Sizin asıl onları yargılamanız gerekiyor”  derse ne olacaktır?

 

Sorun CTP yöneticilerinin uygulamada KKTC’nin bağımsız devlet olduğunu düşünerek hareket etmeleri fakat uluslar arası alanda bağımsız devlet olmaktan vazgeçtikleri mesajını vererek sempati toplamaya çalışmalarıdır.

 

Kıbrıs’ta “tek egemenliğe” razı olanlar ne mazeret gösterirlerse göstersinler tüm dünyaya Kıbrıs Türk Halkının azınlık olduğu mesajını vermektedirler. Azınlıkların ise tapu verme veya ev alınıp satılmasına onay verme yetkileri yoktur.  Bir azınlık yetkilisinin bu işlerin yapılmasına izin vermesi suçtur. Bu işlerin yapılmasına izin veren kişinin öne çıkıp “sorumluluk bana aittir. Sorun devletlerarası bir sorundur. Devletlerarasında uygulanan karşılıklılık ilkesine göre ben bu işi çözeceğim” demesi gerekir. Geri çekilip kendisine güvenerek iş yapanları ortada bırakamaz. Saklanarak cezadan kurtulamaz.

 

Bu nedenle Gary Robb Rum istinaf mahkemesinde “Niye sadece bana ceza veriyorsunuz, asıl suçlu KKTC’nin başında olan, KKTC bağımsız bir devletmiş gibi hareket eden, fakat daha sonra bu devlet yokmuş gibi davrananlar değil mi? Hiç değilse onlar da benim kadar suçlu değiller mi? Onları da aynı suçtan, suç ortağı olarak mahkûm etmeniz ve aynı cezaya çarptırmanız gerekmiyor mu?” derse ne olacak?

 

Gary Robb un bu savunmayı yapıp yapmayacağı merak konusudur. Eğer yaparsa Mehmet Ali Talat ile Ferdi Sabit Soyer’in otomatik olarak aynı cezaya çarptırılmaları gerekecektir. Rum yargıçlar ne kadar sempati duyarlarsa duysunlar aynı fiili işleyen bu insanlara farklı cezalar veremeyeceklerdir.

 

Bu durumda Rum hapishanesinde birlikte vakit geçirecek olan suçluların Kıbrıs sorununun ne olduğunu anlamak için yeterli zamanları olacaktır. Daha ileri giderek birer doktora tezi de hazırlayabilirler. En uygun tez konusu “egemen bir devletin başına geçen, egemenliği varmış gibi uygulama yapan, fakat daha sonra egemenliği olmadığını kabul eden devlet adamlarının başına neler gelebilir?”olacaktır.” Hasan Ersoy