Alparslan Türkeş anısına fotoğraf sergisi…


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 02 Ocak 2018
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 09:41
Site: gazete anamur
URL: http://www.gazeteanamur.com/yazar.asp?yaziID=3058


 

                         Alparslan Türkeş anısına fotoğraf sergisi…

 

Alparslan Türkeş’in doğumunun 100. yılı münasebetiyle Anamur Ülkü Ocağı tarafından bir fotoğraf sergisi düzenlendi. Ülkü Ocakları, Türkeş tarafından kurdurulmuş MHP’nin sosyal, kültürel alanda faaliyet gösteren kuruluşlarından biridir.  O nedenle bu tür faaliyetler, siyasi bir çalışma olduğu kadar, sosyal, kültürel ve sanatsal bir etkinliktir.

Bazı araştırmacı ve yazarlar, ülkücü hareketi seksen öncesi ve sonrası diye iki bölümde inceler. Hatta kimi araştırmacılar, ülkücülüğün seksen askeri darbesi ile sona erdiğini iddia ederler.

Alparslan Türkeş altmışlı yıllardan, 4 Nisan 1997’deki vefatına kadar Türk siyasi hayatını derinden etkileyen bir liderdir. Anamur Ülkü Ocakları Temsilciği tarafından MHP İlçe binasının giriş katında açılan sergide, Türkeş’in gençlik yıllarından, 1997’de vefatına kadar geçen süre içinde yaşanmış önemli olaylar anlatılmış.

Ülkenin pek çok yerinde de tekrarlanan bu serginin Anamur ayağındaki bazı fotoğraflarda bizim de yakından tanıdığımız kişiler yer almış. Anılarla 100. Yılında Alparslan Türkeş fotoğraf sergisine toplumun bütün kesimlerinin yanı sıra gençler büyük bir ilgi gösteriyor.

Geçmişten günümüze gerek MHP çatısı altında, gerekse başka partilerde Türk Milliyetçiliği davasına hizmet etmeye çalışan herkesin, hayatından bir kesit,  bir parça bulabileceği bu gibi etkinliklerin daha sık aralıklarla yapılmasının yararlı olacağı düşüncesindeyiz. Aslında toplumun bütün kesimlerinin böyle etkinliklere katılıp bilgi, görgü ve düşüncelerini geliştirmeleri beklenir.

Alparslan Türkeş’in siyasi, sosyal ve kültürel hareketlere ilgisi kırklı yıllara kadar uzanır. Fakat asıl politik hayatı altmışlı yıllarda Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ile başlar. Daha sonra üç hilalli Milliyetçi Hareket Partisi ortaya çıkar.

Türkeş oldukça kıt imkânlarla milliyetçi ülkücü hareketin gelişmesi, iktidar olması için gecesini gündüze katar adım adım kentleri, köyleri dolaşır. Gittiği her yerde toplantılar yapar, konferanslar verir, gençleri örgütlemeye çalışır. Bu aşamada yolu Anamur’a da uğrar. O yıllarda sayıları kırkı elliyi bile geçmeyen Anamurlu bir grup genç, Türkeş’e Başbuğ unvanını verirler. Daha sonra “Başbuğ Türkeş” sloganı dalga dalga yurdun her tarafına yayılır. Esir Türk illerinde yankılanır.

12 Eylül askeri darbesi ile devrimci, solcu hareketler gibi milliyetçi ülkücü hareket de en acımazsızca cezalandırılır. Binlerce genç hapishanelerde işkencelere maruz kalır, mahkeme kapılarında süründürülür. Türkeş de askeri mahkemede idam cezası talebiyle yargılanır. Fakat mücadelesinden asla taviz vermez. Onunla birlikte aynı mahkemelerde yargılananlar gençler de öyle.

Darbeci askeri cunta 1982 anayasası ile 12 Eylül öncesinin liderlerine siyaset yasağı getirir. Bu dönem ülkücüler için en karanlık dönemlerden biridir. MHP’nin ve ülkücü hareketin sahipsiz kalması nedeniyle tapulu araziye birileri gecekondu dikmeye çalışmıştır. Fakat 1986’da siyasi yasakların kalkmasıyla Türkeş’in kutlu davası kaldığı yerden devam eder.

Muhafazakâr Parti, Milliyetçi Çalışma Partisi ve nihayet yeniden Milliyetçi Hareket Partisi iktidar mücadelesine devam eder. Ancak 1992’de birileri Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını koparıp ayrı bir parti kurulmasını sağlar. Hâlbuki MHP’liler için de, BBP’liler için de Muhsin Yazıcıoğlu “reis” tir. Ancak tüm iyi niyetli çabalara rağmen MHP ile BBP bir türlü bir araya gelemez. Getirmezler. Şimdi de ülkücülerin başını çektiği İyi Parti olayı var.  Elbette başkaları da var.

MHP’liler bir kez daha kamplaştırılmış, aralarına nifak tohumları saçılmıştır. Ortada büyük bir oyun vardır. Fakat milliyetçiler, ülkücüler feraset sahibidir, ne zaman ne yapacaklarını iyi bilirler. Ülkücü, ülkücünün kardeşidir.

Milliyetçi ülkücü hareket güçlü olmak, büyük olmak, iri olmak ve iktidar olmak zorundadır. Bunun içinde, birlik, beraberlik ve bütünlük içinde olmaları gerekiyor.