MUSUL'DA HAKKIMIZ NEDİR?


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 23 Ekim 2016
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 18:21
Site: gazete anamur
URL: http://www.gazeteanamur.com/yazar.asp?yaziID=2838


           MUSUL’DA HAKKIMIZ NEDİR? MÜDAHALLE EDEBİLİR MİYİZ?

            Musul ilk kez, IŞİD’in Musul Başkonsolosluğumuzu basıp, konsolos Öztürk Yılmaz dâhil 49 kişiyi rehin alınca; ciddi ciddi Türkiye’nin gündemine geldi.

            Ortadoğu’daki karmaşık duruma bakınca, Türkiye’nin Musul’a müdahale hakkı doğmuş bulunmaktadır.

            Bu hak, öyle ezbere ve ben yaparım olur türünden bir hak değil. Bizzat uluslararası hukuk ve anlaşmalardan doğan bir haktır. Bu hakkı Türkiye’ye, 1926 Ankara antlaşması vermektedir.

            Misakı Milli sınırları içinde kalan Musul, Irak’ın toprak bütünlüğü sağlandığı için ve bizdeki Kürt isyanı sonrası Irak sınırları içinde bırakılmıştır.

            Onun için, Irak’ın toprak bütünlüğü esas alınarak yapılmış İstanbul anlaşmasına göre, bugün Irak’ın bölünmüş yapısı ve bölgenin illegal örgütlerin eline geçmesi sebebiyle Türkiye’nin: Kerkük ve Musul’a girmesi için uluslararası hukuk oluşmuştur.

            Çünkü Irak’ın toprak bütünlüğü bozulmuş ve bölge, bir kaos ortamına girmiştir.

            Yani Türkiye isterse, bu uluslararası haklardan kaynaklanan haklarını öne sürerek bu petrol zengini iki şehri kontrol altına alabilir.

            Musul ve Kerkük’ü nasıl kaybettik?

            Bunun sebebi birilerinin iddia ettiği gibi Lozan değil. Mondros ateşkes antlaşması imzalandığında Musul ve Kerkük Osmanlı toprağı idi. Fırsatçı ve kahpe İngilizler, Mondros ateşkes anlaşmasından birkaç gün sonra antlaşmanın 7. Maddesini kaynak göstererek bu iki şehri ve bölgeyi işgal eti.

            Musul sorunun çözümlenmesi için, 1924 yılında Haliç Konferansında görüşmeler yapıldı. Türkiye’nin isteklerini duymazdan gelen İngiltere küstah bir tavırla Musul, Kerkük yetmez Hakkari’yi de isterim deyince anlaşmaya varılamadı.

            Musul sorunu, 1926 da Milletler Cemiyeti’ne götürüldü. Burada da olumlu sonuç alınamadı. Ankara’da 5 Haziran 1926 da anlaşma imzalandı.

            Ankara antlaşmasının maddeleri: Musul Irak’a verilecek.- Türkiye Irak arasında Brüksel Hattı sınır kabul edilecek.-Irak, Musul’dan elde ettiği petrol kazancın % 10’nu 25 yıllık süre için Türkiye’ye verecek.

             Türkiye, bu parayı dört yıl almış Fakat sonra 21 yıllık hakkından 500.000 sterline İngiltere lehine vaz geçmiştir.” İddiaları doğru değildir. Bu para 1951 yılındaki bütçe gelirleri kaleminde: “Musul’dan gelecek 10 petrol kâr payı” diye olarak yer almıştır.

            Musul ve Kerkük, Türkiye'nin kuruluşunda Misak-i Milli sınırları içindeydi. Mustafa Kemal Atatürk Musul vilayeti ve Misak-i Milli sınırları tarifini 1923 yılında yaptığı konuşmada şöyle vermişti;

 

-"Bu hudut İskenderun körfezinin güneyinden, Antakya'dan, Halep ile Katma istasyonu arasında Carablus köprüsünün güneyinde Fırat nehrine ulaşır. Oradan Deyrizor'a iner, oradan doğuya uzatılarak Musul, Kerkük ve Süleymaniye'yi içine alır.”

            Lütfen biraz tarih okuyalım. Efelenmeyi bırakıp akılcı politikalar üretelim. Maşa varken közü elimize almayalım. Uluslararası haklarımızı, hukuk içinde kullanmasını bilelim.

            İşte Musul’un bizim için önemi ve Musul’a müdahale hakkımız.

Esen kalınız.

Nazım PEKER