Tarihi bir mücadelenin çile yolunda yaşadığı tecrübenin takvim yapraklarına düşen sembolü mü? Yoksa, inancın ve idrakin paydasında, direncin yılgınlığa ram olmadığının Türkçülük şerefinde tescili mi? Her iki soruya da cevap, evettir. O tarih başkaldırıya tevdi ediliyorsa, biliniz ki Türkçülüğün miadına delalet ediyordur. Büyük Türkçü; merhum dava adamı Hüseyin Nihal Atsız'ın devrin Başvekili Şükrü Saraçoğlu'na (ORHUN) dergisinde kaleme aldığı iki açık mektup, Türkçülük hareketinin infial noktasına gelişinin adeta manifestosudur.