Cizre'de Öğretmen olmanın bedeli.
Açıklama:
Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 22 Aral?k 2015
Geçerli Tarih: 28 Mart 2024, 15:59
Site: gazete anamur
URL: http://www.gazeteanamur.com/yazar.asp?yaziID=2476
Cizre'de Öğretmen Olmanın Bedeli
Yeni bir yazı yazmaya kafam müsait değil.
Ama bu köşenin değerli takipçilerini bazı şeylerden mahrum bırakmak da içimden
gelmiyor
doğrusu. O nedenle bazen kullandığımız bir yöntemlerde birinde olduğu gibi,
önemli bulduğumuz bir konuyu bilgilerinize sunmaya çalışacağız.
"Merhaba arkadaşlar. Cizre'de görev
yapan bir öğretmenim. Sizlere Cizre de yaşanılanları birinci ağızdan
anlatacağım, belki o zaman bizleri daha iyi anlarsınız.
15 Aralık 2015 Salı 17.42, Cizre öyle bir ilçedir ki 130 bin
nüfusu vardır. Ancak ne tevafuksa hava karardıktan sonra sokakta kimseyi
göremezsiniz. Cizre de akşam 4 ten sonra ziraattan para bile çekemezsiniz çünkü
bankamatiği bile kilitleyip gidiyorlar.
Cizre de bize her sabah ve akşam günaydın mesajı geliyor. Tabii
bunlar silah ve çatışma sesleri. Cizre’deki öğretmenlerin pazartesi sendromu
yoktur, bizlerin cuma sendromu vardır. Her cuma olaylar başlar, kaçabilen
kaçar. Kaçamayan tatil gününü evinin güvenli bir yerinde sığınarak geçirir.
Şimdi gelelim öğretmenlere yüklenenlere. Öncelikle Haklarını
yemeyelim Cizre de, çoğu Doğu şehrinde olduğu gibi öğretmene saygı sonsuz. Bu
konu da sıkıntı yok. Ancak görüyoruz ki öğretmenler gittiği için herkes bize
yükleniyor. Galiba sokağa çıkma yasağında orada bekleyip nöbet tutmamız
isteniyor. Ayniyetten gören bakanda eğitime bu kadar önem veriyorlar sanır.
Yok, öğrenciler eğitimden mahrum kalacak falan filan. Peki, soruyorum sizlere,
Cizre de belli başlı okullar hariç ne kadar eğitim oluyor ki?
Kendileri eften püften sebeplerle sürekli okulları boykot
ediyorlar. Örgüt ellerinde keleşlerle okula gelip, boşaltıyor. Sen arkasından
donmuş bi şekilde bakakalıyorsun. Cizre de öğretmenler kaçırılıp, kendi
karargâhlarına götürülüp tehdit ediliyor, buradan gidin; biz burada kendi
okullarımızı açacağız diye. Medyaya bile yansımıyor bu olay. Bunlara rağmen
öğretmenler yılmadı, dönmedi.
Nusaybin diye meşhur bir cadde var. Olaylar orada başlar.
Yukarda polis keser yolu, aşağıda örgüt. Sizin televizyonda gördüğünüz yüzleri
maskeli, sırtında keleş olan adamlar var ya. İşte biz onların yanından
yürüyerek okula gidiyoruz çoğu kez. Höd deseniz bayılacak kadar korkuyoruz ama
alıştık. Bize sıradan geliyor.
Eskiden maçlarda yediğim biber gazını bile özlüyorum. Zira
buradakiler çok acı. Okula çoğu kez yürüyerek gittiğimden biliyorum. Neden mi
yürüyorum? Çünkü boykot var.
Cizre de öğretmenevine roket atıldı. Patlasa idi belki
oradaki bütün öğretmen arkadaşımız ölecekti. Şans eseri Allahtan patlamadı.
Düşünün odanızda yatıyorsunuz ve odanıza roket giriyor. Bu sahne filmlerde bile
olmaz ama gerçek. O öğretmenlere izin bile verilmedi. Alt tarafı roket,
patlamadı zaten dendi.
Her neyse Cizre de çoğu okulda İstiklal marşı okunmaz.
Neden mi? Siz anladınız boşverin. Kısacası Cizre de bütün öğretmenlerin
psikolojisi bozulmuştur. Dışarıdaki inşaat sesini çatışma sesi zanneder
Cibredeki öğretmenler. Ya da insanların ellerinde market poşetlerini görünce,
gene sokağa çıkma yasağı mı gelecek diye düşünür o cefakâr öğretmenler. Ama yok
Batı'da kahvesini yudumlayıp, eline telefonu alıp Cizredeki öğretmenleri hedef
göstermeye devam etsinler.
Bizler anlı açık bir şekilde geri döneceğiz ve görevimizi
yerine yetireceğiz. Çocuklarımızı bizden koparamayacaksınız. Hadi
selametle."