Dört Bakan, Yüce Divan, "Üstat" yaman!


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 08 Ocak 2015
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 15:59
Site: gazete anamur
URL: http://www.gazeteanamur.com/yazar.asp?yaziID=1915


      Dört Bakan, Yüce Divan, ‘Üstat’ yaman!

 

“Türkiye 1949’da Batı ile yakınlaşmaya başladı. 1950’lerde askerimizi Kore’ye gönderdik. Arkasından Batı’nın askerî ittifakı olan NATO’ya girdik.

 

Böylece ABD ile ziyade yakınlaştık. Amerika bizi çok etkiledi, canım… Orduyla pek sıkı-fıkı oldu…

 

Orduya 27 Mayıs’ta, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de darbeler yaptırdı… Hatta 28 Şubat’ta… Bu darbelerde hep Amerikan parmağı var… Amerika’nın kuklasıyız veya güdümündeyiz… Bu güdümden çıkmalıyız.

 

Amerika bizim orduyla pekiyi anlaşıyordu… Tâ ki 3 Mart tezkeresine kadar! Amerikan askerinin Türkiye’de konuşlanmasını öngören o tezkere çıkmayınca külahları değişti! Amerika, bunun sorumlusu olarak gördüğü pek çok generale operasyon yaptı, içeri attı… Bunu nasıl yaptı?

 

Amerika’nın güdümünde olan ‘Cemaat’le…

 

Amerika bununla yetinmedi, o tezkerenin çıkmamasında etkili olan Deniz Baykal’a da bir operasyon yaptı… Bir kasetle onu da alaşağı etti… CHP bunu hiç sorgulamadı… Genel başkanları bir kasetle nasıl bir gecede indirildi? Kemal Kılıçdaroğlu nasıl bir günde genel başkan yapıldı? Bunlar üzerinde hiç durmadı, düşünmedi. …”

 

Saçmaladığımı düşünüyorsunuz, değil mi? Başlıkla yazdıklarının ne alâkası var diyorsunuz?

 

Hayır, saçmalamıyorum… Ne yazdığımın bütünüyle idrakindeyim…

 

Ben çok zekice bişey yapıyorum, daha doğrusu zekice yapılan bir şeyi size aktarıyorum.

 

05 Ocak akşamı, NTV’de, Oğuz Haksever, Mehmet Barlas’a o gün “Dört eski bakan hakkında yapılan Yüce Divan”  oylamasının sonucunu soruyor… Mehmet Barlas da tırnak içinde yazdıklarım çerçevesinde 10 dakika konuşuyor…

 

Çok akıllıca değil mi?

 

Kendinizi Barlas’ın yerine koyun: Olayı nasıl savunabilirsiniz? Ne diyebilirsiniz? Söyleyecek, söylenecek bişey var mı?

 

Ama işte, “Üstat” tam bir ehliyet, kemal-i ciddiyet, kendine tam bir emniyet, sualin en doğru cevabını verdiğine tam bir “iman” ile yukarıdakileri sıraladı.

 

Müthiş bir zekâ, olağanüstü bir yetenek!

 

Bunu yapabilecek bir başka “yazar” olabileceğini sanmıyorum. Nitekim başka yanal yazarları da dinledim, hiçbirisi Barlas’ın zekâ ve yeteneğini gösteremediler. Ucundan kıyısından “yanlışlıklar” olduğunu itiraf etmek zorunda kaldılar. Lâkin Barlas konuya hiç değinmeyince, herhangi bir yanlışlıktan da bahsetmek zorunda kalmadı.

 

Bütün yazar-çizerler için çok istifadeli bir ders!

 

Nitekim bendeniz “Büyük Üstat”tan yazarlık kariyerimin en mühim dersini aldım: Savunulamayacak bir sual sorulursa nasıl cevap vereceğimi, nasıl yazacağımı öğrendim!

 

x   x   x

 

Öğrendim öğrenmesine de uygulayabilecek miyim, bakalım?

 

Çünkü dedim ya mesele zekâ ve yetenek meselesi!

 

İsmail Hakkı CENGİZ