LİDER VE DOĞRULARLA YANLIŞLAR


Açıklama:
Kategori: Köşe Yazıları
Eklenme Tarihi: 26 Nisan 2014
Geçerli Tarih: 28 Mart 2024, 14:45
Site: gazete anamur
URL: http://www.gazeteanamur.com/yazar.asp?yaziID=1572


          LİDER VE DOĞRULARLA YANLIŞLAR

 

Başkan, sekreter ve diğerleri,

Şimdi de “Masada yanlış lider var” muhabbetlerine daldılar...

Belli ki sömürgeci, emperyalist akıl hocalarından yeni propaganda sloganı tavsiyesi almışlar...

Biz de bir bakalım dedik masadaki liderin neresi yanlışmış...

Masadaki lider, bir Devlet başkanı, tüm dış baskılara ve tehditlere karşın kendi halkı tarafından seçilmiş gerçek bir lider, gerçek bir devlet başkanı...

Rakipleri, Rumlardan ve sömürgeci emperyal güçlerden aldığı destekle gururlanırken; Masadaki Lider, sadece, yıllarca hizmet ettiği Kıbrıs Türk Halkının desteğinden gururlanmış...

Bu şerefe “KKTC’yi biz kurduk biz yaşatacağız“ vaatleri sayesinde nail olmuş...

Dış güçlerden asla destek ve güç talep etmemiş ve almamış. Gücünü tamamıyla kendi halkından almış...

Rumların, Batı Emperyalizminin, BM’nin, AB’nin çıkarlarını gözetmemiş...

Görüşmelerde bir devlet Başkanı olarak yapması gerektiği gibi devletinin varlığını ve kalıcılığını savunmuş...

Halkının özgürlük ve egemenliğini korumak için savunması gerekenleri savunmuş...

“Kıbrıs Türk Halkının varlığını, geleceğini ve çıkarlarını garanti altına almayan hiçbir antlaşmaya imza atmam” diyor...

Eeee! Bunun neresi yanlış?

Bu lider, Kıbrıs Türklerinin doğru lideri...

Ama Rumlara sorarsanız; ‘bu lider yanlış lider’. Çünkü bu lider, Rum çıkarlarına hizmet etmiyor...

AB’ye sorarsanız, ‘bu lider yanlış lider’. Çünkü bu lider, AB çıkarlarına hizmet etmiyor...

BM’ye sorarsanız, ‘bu lider yanlış lider’. Çünkü bu lider, BM çıkarlarına hizmet etmiyor...

İçimizdeki RUM, AB, BM işbirlikçilerine sorarsanız, ‘bu lider yanlış lider’. Çünkü bu lider, enosis’e hizmet etmiyor...

İşbirlikçi enosisçilere göre;

Devleti (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni) tasfiye etmek için masaya oturan görüşmeci, doğru görüşmecidir,

Kıbrıs Türklerinin egemenliğini Rumlara teslim etmeyi savunan görüşmeci doğru görüşmecidir,

Kıbrıs Türklerine self-determinasyon hakkı tanımayan görüşmeci doğru görüşmecidir,

Kıbrıs Türklerinin, yok olma pahasına olsa da ayrılma hakkı olmasını ret eden görüşmeci doğru görüşmecidir,

Kıbrıs Türklerinin kimliğini ve ulusal değerlerini yok sayan görüşmeci doğru görüşmecidir,

Kıbrıs Türklerinin ulusal mücadelesini karalamak için çırpınan görüşmeci, doğru görüşmecidir,

KKTC anayasasını ayaklar altına alan görüşmeci doğru görüşmecidir,

Cumhuriyet Meclisinde Milletvekili ve veya Cumhurbaşkanlığı andını içerken bir ayağını yerden kesen görüşmeci, doğru görüşmecidir...

Menhus emellerine ulaşmak için nasıl bir gerekçe yaratacaklarını, Kıbrıs Türk Halkını aldatmak için neyi savunacaklarını adeta şaşırmış durumdadırlar...

Sırtlarını en çok dayadıkları da “BM Kararları”, “BM Ölçütleri”...

Gelin biraz da BM’yi konuşalım...

BM Güv.Kon.’nin Kıbrıs konusunda aldığı ilk ciddi karar 4 Mart 1964 tarihli 186 nolu karardır. Bu kararla BM, Kıbrıs’ta yaşanmış kanlı olayların suçlusuna ve sorumlusuna bakmaksızın; enosisi gerçekleştirmek için saldırılar yapan, katliamlar gerçekleştiren, Türklere karşı ‘Etnik Temizlik’ uygulayan Rumların yanında yer alarak ellerini Türk kanına bulamıştır.

BM ve kurumlarının 4 Mart 1964’ten sonra aldığı tüm kararlar da Kıbrıs Türklerinin adadaki varlığına son vermeyi hedeflemektedir.

İşte işbirlikçiler bu “BM Kararları” ve bu kararların sonucu niteliğindeki “BM Ölçütleri” ile Kıbrıs Türklerini aldatıp teslimiyete imza attırmaya çalışıyorlar...

Kaldı ki iki taraf arasında 50 yıla yakın bir süredir, “BM Denetiminde” ve “BM Ölçütleri” temel kabul edilerek görüşmeler sürdürülmektedir...

Bu görüşmeler hep başarısız olmuştur.

Çünkü ne BM ne de “BM Ölçütleri”, olması gerektiği gibi adil ve güvenilir değildi. Ve BM, hedefe ulaşmak için, yetkilerini de aşıyordu...

İki toplum arasındaki görüşmeleri, “BM Denetiminde” ve “BM Ölçütleri” temel kabul edilerek sürdürmek Kıbrıs Türk Halkına yapılacak en büyük kötülüktür...

Kıbrıs Türk Halkı olarak sağduyulu ve metanetle doğruları savunarak adadaki varlığımızı sürdürebiliriz.

“Bir çözüm olsun da nasıl olursa olsun” mantığı Kıbrıs Türklerinin sonunu getirir... Çünkü bütün emareler açıkça gösteriyor ki karşı unsurun hâlâ tek hedefi ‘ENOSİS’tir...

 

Kamil ÖZKALOĞLU